Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 22516 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9685 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.5237 sayılı TCK'nın 158/1-j bendinde,dolandırıcılık suçunun, banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla, işlenmesi, nitelikli hal olarak kabul edilmiştir. Bu suçun oluşabilmesi için, kredi elde eden kişinin banka veya diğer kredi kurumu görevlilerini hile ile aldatmış olması gerekir. Krediyi alan kişinin aldatıcı herhangi bir eylemi olmaksızın,sırf banka elemanlarının kendi görevlerini layıkıyla yerine getirmemeleri yüzünden bir kredi açılmışsa, dolandırıcılıktan bahsedilemez, şartları varsa bankacılık suçundan bahsedilebilir. Bu suçun mağdurları banka ve diğer kredi kurumlarıdır. 5411 sayılı “Bankacılık Kanunu'nun 3. maddesinde banka, 48. maddesinde ise kredinin tanımı yapılmıştır. Tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlama suçun konusudur. Kredinin tahsis edilmesinin gerekli olup olmadığı, kredi verecek kuruluşun mevzuatında öngörülen düzenlemeler çerçevesinde belirlenir. Fiil, sahte kıymet takdiri raporları veya gerçeğe aykırı belgeler, bilançolar düzenleyerek hileli davranışıyla bunları aldatmaktadır.Kredi kurumu banka olmamasına karşın faiz karşılığında olsun veya olmasın, kanunen borç vermeye yetkili kılınan kurumlar anlaşılır. Bu itibarla böyle bir yetkiye sahip olmayan bir kişi veya kuruluşa karşı bu fiilin işlenmesi hâlinde koşulları varsa, basit dolandırıcılık suçu söz konusu olacaktır. Sanığın, kardeşi olan ... adına muhtarlığa başvurup, nüfus cüzdanı kayıp belgesi alarak nüfus müdürlüğünden bilgileri kardeşine, üzerindeki fotoğrafı kendisine ait olan nüfus cüzdanı çıkarttığı, içeriği gerçeğe aykırı nüfus cüzdanını kullanarak katılan ... İvedik Şubesi'ne başvurarak 19.000,00 TL bedelinde kredi kullandığı somut olayda; sanığın, böyle bir olay yaptığını hatırlamadığını suçlamayı kabul etmediğini söylemesi karşısında,Resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin olarak; suça konu sahte kimlik belgesinin nerede olduğunun araştırılması, bilirkişi raporuna konu nüfus cüzdanı talep belgesindeki imzaların şikayetçi ...'e ait olmadığının tespitine karşın, sanığa ait olup olmadıklarının da incelenmemesi, sahteliği iddia ve kabul olunan belgelerin duruşmada incelenip, özellikleri zapta geçirilerek iğfal kabiliyetlerinin bulunup bulunmadığının belirtilmemesi ile ... 15.06.2010 tarih, 2010/37 esas ve 2010/206 karar sayılı dosyasının getirtilip bir suretinin dosya içerisine alınmaması,Nitelikli dolandırıcılık suçuna ilişkin olarak; dosya içerisinde sadece kredi sözleşmesi ile ödeme planlarının bulunduğu, buna karşın kredi bedelinin suçlamaları reddeden sanığa ödenip ödenmediğinin araştırılmadığı, kredi bedelinin elden mi yoksa banka hesabına mı yatırıldığı hususlarının incelenmesi, sanığın fotoğrafının banka görevlilerine gösterilerek teşhis yaptırılması, paranın hesaba yatırıldığının tespiti halinde hesap sahibinin kimlik bilgilerinin temininden sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve tespiti gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.