MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Somut olayda; sanığın, kardeşi olan ve hakkında beraat kararı verilen temyiz dışı ... ile mağdurun çalıştığı petrol istasyonuna ait markete giderek fiyatı 7,00 TL değerinde fren hidroliği yağı istediği ve 100,00 TL’lik banknotu aldığı ürünün bedeli olarak mağdura uzattığı, mağdurun bozuk para olmadığını belirterek 100,00 TL’yi iade ettiği, parayı geri alan sanığın, kardeşi sanık ...’ye “ bozuk var mı sende” dediği sanık ...’nün ise herhangi bir bozuk para vermediği o sırada markete başka müşterilerinin de gelmesi ve iş yoğunluğu nedeni ile mağdurun dalgınlığında yararlanarak ve sanki ilk başlangıçta verdiği parayı geri almamış gibi 100 TL paranın aldığı ürüne göre üzerini tekrar mağdurdan aldığı anlaşılmakla, eyleminin dolandırıcılık suçunu oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiş, sanığın, mağdurun dalgınlığından yararlanmak suretiyle başlangıçta uzattığı parayı geri aldığını bilmesine rağmen tekrar para üstü alarak menfaat elde etmesi şeklindeki hareketlerinin hileli davranış teşkil ettiğinden tebliğnamede ki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sair temyiz itirazlarının reddine; ancak;Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı kanunun 8.maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK'nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA; Fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı kanunun 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasından, adli para cezasının uygulanmasına ilişkin olarak sırasıyla ''30 gün'', ''10 gün'', ''8 gün'' ve ''160 TL'' adli para cezası terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla '' 5 gün '', ''1 gün'' , ''1 gün'' ve '' 20 TL '' adli para cezası ibarelerinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 12.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.