Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 22422 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9387 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Sanığın daha önceden tanımadığı katılanın yanına giderek, sigortada çalıştığını, katılanın damadının arkadaşı olduğunu, katılana yaşlı olduğunu, emekli olması gerektiğini, 1600 TL. verirse kendisini emekli edeceğini söylediği, katılanında yanında para olmadığını evine gidip hesap cüzdanını alarak bankadan para çekip vereceğini söylediği, sanığın katılanın evine giderken katılanın kızıyla telefonla görüşüyormuş izlenimi verdiği, katılanın bankadan parayı çekerek sanığa verdiği, böylece sanığın dolandırıcılık suçunu işlediği iddia edilen olayda, katılanın sanığı görüntü kayıtlarından ve fotoğraflardan teşhis etmesi, sanığın samimi ikrarı ve tüm dosya kapsamından dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.Tekerrüre esas mahkumiyeti bulunan sanık hakkında 5237 sayılı TCK' nın 58/6. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK'nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA; fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun'un 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasından, adli para cezasının uygulanmasına ilişkin olarak sırasıyla “80 gün”, “66 gün” ve “Bin üçyüz yirmi TL” adli para cezası terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla “5 gün” , “4 gün” ve “80 TL” adli para cezası ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 11/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.