MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır. Sanığın, katılana kendisini öğretmen olarak tanıtarak ikamet ettiği apartmana görevli aradığını ancak kendisini işe alabilmesi için ailesini görmesi gerektiğini söylediği, sanık ile katılanın birlikte katılana ait ikamete gittikleri, sanığın katılanı işe almaya karar verdiğini söyledikten sonra katılandan sigorta işlemleri için 600 TL para, nüfus cüzdanı ve telefonunun şarjının bittiğini söyleyerek konuşmak amacıyla telefonunu istediği, katılanın sanığa güvenerek para, nüfus cüzdanı ve telefonu vermesi üzerine, sanığın katılanı markette hazırlattığı erzakların hazır olup olmadığına bakması için gönderdiği, katılanın markete gitmesi üzerine sanığın olay yerinden ayrıldığı ve yapılan aramalara rağmen sanığa ulaşılamadığı, bu suretle sanığın dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; sanık, tanık ve katılan beyanları, güvenlik kamerası görüntüleri, teşhis tutanağı ile tüm dosya kapsamına göre, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğine ve dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;Hapis cezasının alt sınırdan tayin edilmesine rağmen, adli para cezasının belirlenmesi sırasında, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeye dayanarak tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle sanığa fazla ceza tayini,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından adli para cezasının uygulanmasına ilişkin olarak sırasıyla “24 gün”, “20 gün” ve “400 TL” adli para cezası terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla “5 gün”, “4 gün” ve “80 TL” adli para cezası ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 11/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.