Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 22369 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9545 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Katılanın, tanık ...'ın kiracısı olduğu ve tanığın iş yerini satmaya karar vererek cama ilan astığı, sanığın katılanın yanına gelerek iş yerini kendisinin satın aldığını, yıl sonuna kadar kira sözleşmesinin devam edebileceğini söylediği ve kira ücretini ... hesabına yatırmasını istediği, sanığa güvenen katılanın... hesabına 26/08/2008 tarihinde 2.730 TL, 29/08/2008 tarihinde ise 1.700 TL yatırdığı ayrıca sanığa nakit olarak 4.000 TL para verdiği ancak ... ile görüştüğünde iş yerinin satılmadığını öğrendiği, bu suretle sanığın dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; sanık ifadesi, katılan ve tanık beyanları, tahsilat makbuzları ile tüm dosya kapsamına göre, sanığın mahkumiyetine yönelik kabulde isabetsizlik görülmemiştir. Katılanın sanığın belirttiği hesaba farklı tarihlerde para yatırdığı anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK'nın 43. maddesi gereğince sanığın cezasında artırım uygulamak gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde hüküm kurulması, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Sanık hakkında belirlenen temel gün adli para cezasının, para cezasına çevrilmesi sırasında uygulanan kanun maddesi olan TCK'nın 52/2. maddesinin gösterilmeyerek 5271 sayılı CMK'nın 232/6. maddesine aykırılık oluşturulması,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK'nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA; fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun'un 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hükmün ilgili kısmına “TCK'nın 52/2” ibaresinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 11/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.