MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Dolandırıcılık, güveni kötüye kullanmaHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;failin bir kimseyi,kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır.Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli,olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi,kullanılan hilenin şekli,kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi, tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Sanığın önceden tanıdığı katılan ....'i işyerine geldiği, konuşma esnasında katılan ...'e ait suça konu otomobilin kaza sonucu hasarlı olduğunu öğrenince, tanıdığı tamirci olduğunu, yaptırabileceğini söyleyip ruhsat ve anahtarıyla birlikte katılan ...den aracı teslim aldığı, aynı otomobili kendisinin kullanmaya devam ettiği, bir süre sonra tanıdığı katılan...'a otomobili 3.000 TL'ye harice sattığı, katılan ..'ın 500 TL'yi peşin verip suça konu otomobili anahtarıyla birlikte teslim aldığı, birkaç gün içerisinde ruhsatı getirdiğinde kalan parayı ödemek üzere sözleştikleri halde sanığın ruhsatı getirip teslim etmediği, katılan..'in sanığa ulaşamayınca şikayetçi olduğu, diğer yandan katılan .... da birkaç gün içerisinde sanık ruhsatı getireceğini söylediğinden ve süre geçmesine rağmen kendisine ulaşamadığı için bilgisayar üzerinde araç kayıtlarını incelediğinde otomobilin başkasının üzerine kayıtlı olduğu, sanık hakkında da yakalama emri bulunduğunu öğrenmesi üzerine otomobili emniyete teslim ettiği ve şikayetçi olduğu somut olayda, güveni kötüye kullanma ve dolandırıcılık suçlarının oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiş, tekerrüre esas mahkumiyeti bulunan sanık hakkında 5237 sayılı TCK' nın 58/6. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine ancak;5237 sayılı Kanun'un 53. maddesinin 1. fıkrasının “c” bendinde yer alan hak ve yetkileri kullanmak yönündeki yoksunluğun, kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmeye kadar, üstsoyu ile diğer kişiler yönünden ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar sürmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından 5237 sayılı Kanun'un 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün tamamen çıkarılıp yerine, "53. maddenin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın “c” bendinde yer alan, kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine kadar, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" cümlesinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 11.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.