Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 2229 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 14103 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli mala zarar vermeHÜKÜM : Ceza verilmesine yer olmadığıDosya incelenerek gereği düşünüldü;Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder.Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir. Olay günü sanığın, Ankara Kocatepe Camii yanında bulunan İl Müftülüğü binasının protokol giriş kapısındaki camlarını, demir boru ile vurarak kırmak suretiyle kamu malına zarar verdiğinin iddia edildiği olayda; Oluşa, sanığın ikrar içeren savunmalarına, görgü tespit tutanağına, polis memuru olan tanığın anlatımlarına ve tüm dosya kapsamında göre; sanığın isnat edilen eylemi gerçekleştirdiği sabit görüldüğü ancak; İstanbul Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulu Başkanlığı tarafından düzenlenen 15.10.2010 tarihli raporda; sanığın mezkur suçu işlediği sırada fiilinin hukuki anlam ve sonuçlarını anlama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğini ortadan kaldıracak derecede olan eksitatif bir tablo içerisinde olduğunun anlaşıldığı ve bu durumuna göre de; sanığın, 16.02.2007 tarihinde işlediği ve yargılama konusu olan suça ilişkin cezai sorumluluğunun bulunmadığının belirlendiğinin anlaşılması karşısında; bu gerekçelere dayanan ceza verilmesine yer olmadığı ve güvenlik tedbiri uygulanmasına dair kararda bir isabetsizlik görülmemiştir.Sanık hakkında akıl hastalığı nedeniyle koruma ve tedavi altına alınmasına yönelik güvenlik tedbirine hükmedilmesine rağmen yargılama giderlerinin sanığa yükletilmesi gerektiğinin gözetilmeyerek 5271 sayılı CMK'nın 325/1. maddesine aykırı davranılması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;Akıl hastası sanık hakkında hüküm kurulurken uygulama maddesi olarak 5271 sayılı CMK'nın 223/3-a maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK'nın 232/6. maddesine muhalefet edilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün birinci fıkrasındaki "ceza verilmesine yer olmadığına" ibaresinden önce gelmek üzere “5271 sayılı CMK'nın 223/3-a maddesi gereğince” ibaresi eklenmek suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 10.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.