Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 22249 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9851 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hizmet nedeni ile güveni kötüye kullanmaHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Sanık ... (...)'nın "... Aracılık Hizmetleri "adlı şirketin sahibi olduğu, katılan "... Sigorta Anonim Şirketi" ile sanık arasında 27 Nisan 2004 tarihli "Acentelik Sözleşmesi" gereğince poliçe tanzim ve prim tahsili ile görevli olduğu, sanığın acentalık sözleşmeleri başladığından suç tarihine kadar tahsil ettiği 73.844.88 TL. Yi ...Sigorta A.Ş'ye ödemesi gerekirken ödemeyip uhdesine geçirdiği iddia olunan somut olayda; katılan şirketin defter ve kayıtları ile hesaplarının alanında uzman bilirkişi tarafından incelenerek sanığın uhdesine para geçirip geçirmediği, geçirdi ise ne kadar geçirdiğinin tespit edilmemiş olması, sanığın borcuna karşılık olarak ipotek yaptırdığını ve senet verdiğini savunması, katılan vekilinin de; ödemelerin ipotek veren 3. şahıs tarafından yapıldığını, genel müdürlükleri ile görüşüp ödenen kısmın sorulması ile katılanla görüştükten sonra kısmı ödeme nedeniyle rıza gösterip göstermeyeceklerini beyan edeceğini söylemesine rağmen bu konuda görüş beyan etmemesi, dosya içerisinde bulunan kesin mutabakatnamede ipotek veren 3 kişi...'in dinlenmemiş olması ile söz konusu ipoteğin araştırılmamış olması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından, katılan şirket defter, belge ve hesapları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak sanığın uhdesine para geçirip geçirmediğinin, geçirdi ise meblağının, sanık lehine borcunu ödemek gayesi ile ipotek olup olmadığının, ipoteğin ne şekilde konulduğu senetler nedeniyle ödeme yapılıp yapılmadığının, ödeme yapmışsa miktarının tespit edilmesi, ipotek sahibi olarak adı geçen ...'ün temin edilerek dinlenmesi, katılan şirketin bağlı olduğu genel müdürlük ile iletişime geçilerek sanığın borcuna mukabil ödeme olup olmadığı varsa miktarının tespit edilmesi, kısmi ödeme var ise sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 168.maddesinin uygulanması açısından katılanın rızasının bulunup bulunmadığının ve buna göre sanığın etkin pişmanlık gösterip göstermediğinin araştırılmasından sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,Kabule göre;Hapis cezası alt sınırdan tayin olunduğu halde yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden aynı gerekçeyle adli para cezasına esas alınması gereken tam gün sayısının alt sınırdan uzaklaşılarak tayin edilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 10/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.