Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 22207 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9671 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli,olayın özelliği,fiille olan ilişkisi,mağdurun durumu,kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Sanık ...'in sahte altın satarak dolandırıcılık yaptığını bildiği arkadaşı ...'a birlikte dolandırıcılık yapmayı teklif ettiği, temyiz dışı sanık ...'ın sanık ...'in kullandığı hattan elindeki ajandadan seçtiği katılanın kullandığı telefonu aradığı, kendisini bir müşterisinin arkadaşı olarak tanıttığı, ...'de komşularının evinin bahçesinde gömü altın bulduklarını, isterse birlikte satıp paray?? paylaşabileceklerini söylediği ve...'ya davet ettiği, 07/05/2008 günü ...'ya gelen katılan...'ı sanık ...'in karşıladığı, kendisini ... olarak tanıttığı ve ..'ın yanına götürdüğü, gömü altından olduğunu söyledikleri bir adet altını numune olarak verdikleri ve 150 TL aldıkları, katılanın...'e dönüp aldığı numunenin gerçek altın olduğunu öğrenince ...'ın teyzesinin oğlu ... olarak tanıtmış olan...'ı arayıp altınların bir kısmını alabileceğini söylediği, ...'ın 2217 adet altın için 30.000 TL istediği, katılan ile 15.000 TL 'ye yarısını alması bunları sattıktan sonra da kalanları alması konusunda anlaştıkları, 13/05/2008 günü ...'da buluştukları, sanıkların beyaz bir file içine koydukları poşet içindeki sahte altınları katılana verip 15.000 TL'yi aldıkları, katılana ortalık çok kalabalık, gören olur, çantayı sakın açma, ayrı ayrı ...e gidip otogarda buluşalım, birlikte ...'e gidip satalım dedikleri, katılanın çantayı aralayıp içindeki sarı metalleri gördüğü ve... otogarına gidip beklediği, sanıkların gelmedikleri, otobüsle ...'e döndüğü ve çantayı açtığında sarı metallerin altında kum olduğunu anladığı, sanık ...’in bu şekilde üzerine atılı suçu işlediğinin iddia edildiği olayda, sanık ve katılan beyanları ile tüm dosya kapsamına göre atılı suçun sanık tarafından işlendiği anlaşılmakla hakkında verilen mahkumiyet kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak;Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı kanunun 8.maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK'nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA; Fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı kanunun 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasından, adli para cezasının uygulanmasına ilişkin olarak sırasıyla ''240 gün'', ''200 gün'' ve ''4000 TL'' adli para cezası terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla '' 5 gün '', '' 4 gün '', '' 80 TL '' adli para cezası ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 10.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.