MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Hükümlü hakkında verilen 08.05.2001 tarih ve 2000/1133-2001/493 E-K sayılı mahkumiyet hükmünün kesinleşmesi üzerine mahkemece, 5252 sayılı Kanun’un 9/3. maddesi gereğince, suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK ile 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK'nın olaya ilişkin tüm hükümlerinin karşılaştırılması suretiyle lehe kanunun belirlenmesi amacıyla evrak üzerinden yapılan uyarlama sonucu verilen ve temyiz yasa yoluna tabi olan 13.09.2006 tarihli ek kararın tebliği işleminin hüküm fıkrasında başvurulabilir yasa yolunun "itiraz" olduğu şeklinde yanıltıcı belirtilmesi nedeniyle geçersiz olduğu ve kararın bu nedenle usulüne uygun tebliğ edilmediği anlaşılmakla; hükümlünün 07.03.2014 havale tarihli itiraz dilekçesinin temyiz dilekçesi olarak kabulüyle, temyizin, 13.09.2006 tarihli ek karara yönelik ve öğrenme üzerine süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;1- 5252 sayılı Kanun’un 9. maddesinin 1. fıkrası uyarınca, usulüne uygun şekilde duruşma açılıp, anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca da önceki mahkûmiyet hükmü ile sonradan 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Kanun’un temel cezanın tayini ile bireyselleştirilmesine ilişkin tüm hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların denetime imkân verecek şekilde gösterilip birbiriyle karşılaştırılması suretiyle lehe hükmün belirlenip, sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde dosya üzerinden karar verilmesi,2-Uyarlama davalarında yeni hükmün kesinleşmesi üzerine önceki kararın infaza esas alınacak hüküm bölümü ortadan kalkıp geçerliliği sona ereceği için, önceki hükümdeki yargılama giderleri ile ilgili olarak infazda doğabilecek kuşku ve duraksamaları gidermek üzere uyarlama kararında da aynen gösterilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde yargılama gideriyle ilgili bir karar verilmemesi,3-Hükümden sonra 08.02.2008 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanunun 562. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 231. maddesi uyarınca; hükmolunan cezanın tür ve süresine göre, hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,Bozmayı gerektirmiş, hükümlünün temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.