Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 22145 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9469 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Sulh Ceza MahkemesiSUÇ : Güveni kötüye kullanmaHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü: Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehin etmesi, tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkâr etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi hâlinde, nitelikli hali oluşmaktadır.Hırsızlık suçunda ise; menkul bir malın, sahibinin rızası dışında alınması, mal üzerinde mağdurun zilyetliğine son verilmesi, mağdurun suç konusu eşya üzerindeki zilyetlikten doğan tasarruf haklarını kullanmasının olanaksız hale gelmesi söz konusudur.Sanığın, şikâyetçiye ait cep telefonunu bir kişiyi arayacağını söyleyip aldıktan sonra iade etmeden olay yerinden uzaklaştığı ve telefonu başka birine sattığı olayda;Oluşa, sanığın savunmalarına, şikayetçinin aşamalardaki beyanlarına, tüm dosya kapsamına göre; san??ğın bir kişiyi arayacağını söyledikten sonra şikayetçinin rızası dahilinde aldığı cep telefonunu iade etmeyerek olay yerinden uzaklaşması şeklinde gerçekleştirdiği sabit görülen eylemi, zilyetliğin devredilmediği dikkate alınarak, 5237 sayılı TCK'nın 141/1 maddesinde öngörülen hırsızlık suçunu oluşturacağı gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,Kabule göre de;Sanık hakkında temel ceza tayini sırasında hürriyeti bağlayıcı cezanın alt sınırdan belirlendiği halde adli para cezasının alt sınırdan uzaklaşılarak tespit edilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMK'nın 326/son maddesi gereğince sanığın ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 09/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.