MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli,olayın özelliği,fiille olan ilişkisi,mağdurun durumu,kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Sanığın, hayvancılık işiyle uğrayan ve ... İlçesinde ikamet eden katılanın evine gelerek hayvan satın almak istediğini söylediği, akabinde katılanla pazarlık yaparak 14 adet büyükbaş hayvanı 13850 TL bedelle peşin olarak satın alma hususunda anlaşma yaptığı ve bu kapsamda ilk olarak 500 TL kaparo verdiği, daha sonra suça konu hayvanların satış bedeli olan ve geriye kalan 13350 TL parayı ikamet ettiği ...İlçesinde vereceğini söylemesi üzerine katılan ile sanığın söz konusu hayvanları araca yükleyerek ... İlçesine gittikleri, burada sanığın yemek yemesi ve çay içmesi için katılanı evine davet ettiği, katılanın yemek yediği esnada sanığın katılanın aracında olan hayvanları indirerek ahırına götürdüğü, bunu gören katılanın da parasını istediği ancak sanığın gerçek olmadığı halde babasının kaza geçirdiğini söyleyerek katılanın parasını vermediği, bu şekilde sanığın hileli hareketler yaparak haksız menfaat sağlamak suretiyle üzerine atılı dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda, sanık savunması, katılan ile tanık ifadesi, arama, el koyma ve teslim tutanağı içeriği ve tüm dosya kapsamına göre suçun sanık tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8.maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK'nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA; fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun'un 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla “30 gün”, ”25 gün” ve “500 TL” adli para cezası terimlerinin tamamen çıkartılarak yerlerine sırasıyla “5 gün“, “4 gün” ve “80 TL“ adli para cezası ibarelerinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 05.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.