Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21966 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 3461 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli mala zarar vermeHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü; Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir. ...köyü-... mevkiinde bulunan... no'lu parselin kayıt maliki müteveffa ...'nin oğlu katılan ...'in kullanımında olan tarlaya, damadı-tanık ... ile gelen ve... no'lu parselin sahibi olduğu belirtilen sanığın, kendi taşınmaz sınırları içinde kaldığını ve kurumuş olduğunu ileri sürdüğü ve fakat soruşturma evresindeki ...Müdürlüğü görevlilerinin 19.09.2011 tarihli ölçümlerine göre kökünün bulunduğu çukur baz alındığında 936 no'lu parsel içinde kalan 70-80 yaşlarında olduğu tahmin edilen zeytin ağacını damadı ...'e motorlu testere ile kestirmesi eyleminin "nitelikli mala zarar verme" suçunu oluşturduğu iddia edilen somut olayda;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık ve Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;1-Tanık (sanığın abisi ve 936 no'lu parseli katılanın annesine satan) ...'in 29.05.2012 tarihli duruşmadaki beyanı, soruşturma evresinde jandarma tarafından düzenlenen tutanak içerikleri ve... Müdürlüğü görevlilerince tanzim olunan 19.09.2011 tarihli kroki-ölçüm raporu nazara alındığında, somut olayda TCK'nın 21/2.maddesinin sanık lehine uygulanma koşullarının bulunmadığının dikkate alınmaması,2-.... Sulh Ceza Mahkemesinin 2010/122 E, 267 K sayılı ilamının TCK'nın 58.maddesinin tatbikine esas alınması gerektiğinin nazara alınmaması,Bozmayı gerektirmiş, sanık ve Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.