MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli mala zarar vermeHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok, etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.Somut olayda; sanık ile katılan ... arasında miras meselesi yüzünden anlaşmazlık bulunduğu ve bu meseleden dolayı çıkan tartışma sırasında katılan ...'nin sanık ...'a ailesinin önünde sinkaflı küfürler ettiği, ailesinin önünde küfürler edilmesi nedeniyle katılana sinirlenen sanığın, anlaşmazlığa konu miras mallarından olan samanlığı ateşe verdiği, ateşin samanlığı ve içerisindeki samanlar ile beraber samanlığın bitişiğindeki müşteki ...'nın evinin çatısını da tutuşturduğu anlaşılmakla, eyleminin yakarak mala zarar verme suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;1-28.06.2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazete ‘de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun'un 65. maddesiyle 5237 sayılı TCK'nın 152/2-son maddesinde yapılan değişikliğe göre, mala zarar verme suçunun yakarak, yakıcı veya patlayıcı madde kullanılarak işlenmiş olması halinde artırım miktarının öngörüldüğü bölümde yer alan, “verilecek ceza iki katına kadar artırılır” cümlesindeki “iki katına” ibaresinin çıkartılarak yerine “bir katına” ibaresinin eklenmiş olması karşısında ve mahkumiyet kararındaki artırım oranı da dikkate alınarak, söz konusu yasa değişikliğine göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,2- Hüküm kurulurken TCK'nın 61/5. maddesi hükmüne aykırı olarak anılan Kanunun 152/2-a maddesinin 43/2. maddesinden sonra uygulanması,3- Uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında aynı Kanun'un 53/3. maddesinde yazılı şartlar gözetilerek 53/1. madde ve fıkrasında belirtilen hak yoksunluklarına hükmedilmemesi,4- Sanığın tutuklulukta geçen sürelerinin mahsup edilmemesi suretiyle TCK'nın 63. maddesine aykırı davranılması,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.