Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 21832 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9251 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hizmet nedeni ile güveni kötüye kullanmaHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması,malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı,veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Somut olayda; katılan ... Hizmetleri Ltd. Şti.'nde tali acenta gibi müşteri temsilcisi olarak çalıştığı kendi beyanı ile de sabit olan sanığın müşterilere satmış olduğu sigorta poliçelerinin karşılığında tahsil ettiği 11.691,71TL bedeli katılan şirkete vermediği ve uhdesine geçirdiği, bu suretle hizmet nedeni ile güveni kötüye kullanma suçunu işlediği, sanık savunması, katılan ve tanıkların beyanları bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, mahkemenin sübutu kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;1-Sanık hakkında hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanıklara fazla ceza tayini,2-5237 Sayılı TCK’nın 53/4. maddesi gereğince, kısa süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında 5237 sayılı aynı Kanunun 53/1 maddesi maddesinde gösterilen hak yoksunluklarına hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı kanunun 8.maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; Fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı kanun'un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasının sırasıyla '300 gün'' “250 gün” ve “5.000 TL” adli para cezası terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla '' 5 gün '', “4 gün”, ”80 TL '' adli para cezası ibarelerinin eklenmesi ve hüküm fıkrasından ”TCK 53. madde gereğince sanık hakkında güvenlik tedbirlerine hükmedilmesine” ilişkin kısmın çıkartılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 03/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.