Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21764 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9063 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır....’ın yanında işçi olarak çalışan sanık...'un şikayetçinin ...'e senetli borcu olduğunu bildiğinden ...'in bilgisi dışında fotokopi yöntemi ile şikayetçiye ait ...'de bulunan senedi oluşturup, şikayetçinin adresine giderek onu kandırmak sureti ile 115 TL haksız menfaat elde ettiği iddia edilen olayda,Mahkemenin 15.02.2010 tarih 2009/121 esas 2010/113 karar sayılı kararı ile sanığın dolandırıcılık suçundan 10 ay hapis ve 1000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ancak 5271 sayılı CMK'nın 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve sanığın beş yıl denetim süresine tabi tutulmasına karar verildiği, itiraz edilmeden kararın kesinleştiği, sanığın belirlenen denetim süresi içerisinde yeniden kasten suç işlediği için hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen dosyanın yeniden ele alınarak karar verilmesi için mahkemesine ihbarda bulunulduğu, bunun üzerine 17/02/2011 tarihli ek karar ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen önceki hükmün açıklandığının anlaşılması karşısında, 5271 sayılı CMK'nın 231/11. maddesi gereğince mahkemece, duruşma açılarak yeni bir hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde duruşma açılmaksızın karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.