Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21748 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9011 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Dolandırıcılık, tehditHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Sanığın şikâyetçi ..’un risk ve kayıpları önlemekle görev yaptığı...'da bulunan ... adlı alış veriş merkezine alışverişe geldiği, züccaciye reyonunda 1 adet ... marka kapaklı tencere aldığı, ancak üzerine yapıştırılan 132 YTL yazan fiyat barkodunu söküp daha düşük değerde olan bir başka marka kapaklı tencere üzerine yapıştırılmış 7,90 YTL yazan fiyat barkodunu çıkarıp aldığı ... kapaklı tencere üzerine yapıştırdığı ve bu şekilde kasaya geldiği, kasada görevli kasiyere yaptığı bu değişikliği söylemeden kasadan geçirip 7,90 YTL olarak kredi kartında ödeme yaptığı, bu olayların işyerinin kamera görüntüleri ile tespit edilmiş olması nedeniyle çıkışta işyerinin güvenlik görevlilerince yakalanıp görevli işyeri müdürü şikâyetçinin yanına getirildiği, burada sanığın "beni polise verirseniz sizi yaşatmam" şeklindeki sözlerle şikayetçiyi tehdit ettiği iddia ve kabul edilen olayda;Sanığın yargılamanın tüm aşamalarında market bölümünden bir iki alışveriş yaptıktan sonra züccaciye bölümünde rafta kutusu içersinde olmayan bir kapaklı tencere bulduğunu, tencere yanında naylon poşet ve poşet içersinde bir barkot olduğunu, fiyatını öğrenmek için mağaza içersindeki sabit barkot okuyucularına gösterdiğini, ilk gösterdiği okuyucu barkodu okumayınca bir ikincisine gösterdiğini yine okumayınca naylon üzerindeki barkodu sökerek çıplak olarak barkot okuyucuya okuttuğunu, fiyatının 7.90 TL. olduğunu görünce bu barkodu üzerinde kutu ve ambalaj olmayan tencerenin dibine yapıştırdığını ve içerde bir iki ürün daha aldıktan sonra kasaya gittiğini, fiyatı pahalı olan barkodu söküp başka bir barkot takmadığını barkodu düştü zannederek o yüzden oraya yapıştırdığını savunması, olayla ilgili olarak savcılık ve mahkeme aşamasında kamera kayıtlarının izlendiğine dair tutanak bulunmadığının anlaşılması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından olaya ilişkin kamera kayıtlarının izlenip denetime olanak verecek şekilde dökümü yaptırılarak sonucuna göre sanığın dolandırıcılık ve tehdit suçundan hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,Kabule göre de;Sanığın suça konu malı kasadan geçirdikten sonra çıkışta görevliler tarafından yakalandığı ve suça konu malın markete iade edilmesi karşısında suçun tamamlanmış olduğu gözetilmeden TCK’nın 35. maddesinin uygulanması Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMK'nın 326/son maddesi gereğince sanığın ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 02/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.