Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21648 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 3727 - Esas Yıl 2015





Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanık ...'nın 5237 sayılı TCK'nın 204/1 ve 158/1-d maddeleri gereğince cezalandırılmasına dair ... Ağır Ceza Mahkemesi'nin 13/04/2011 tarih ve 2010/127 Esas, 2011/69 Karar sayılı karar lehine sanık müdafiinin vaki temyiz istemi üzerine ret talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 2011/333688 sayılı tebliğnamesi ile dairemize gönderilmiş, Dairemizin 25/06/2012 tarih ve 2011/67794 Esas ve 2012/39897 Karar sayılı kararıyla temyiz talebinin süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun'un yürürlüğe girmesi üzerine anılan Kanun'un 99. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK'nın 308. maddesi uyarınca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, temyiz talebinin süresinde yapıldığı, bu nedenle işin esasına girilerek onama kararı verilmesi gerektiği gerekçesiyle yapılan itiraz üzerine yapılan incelemede;Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz dilekçesinde ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden KABULÜNE,Dairemizin 25/06/2012 tarih ve 2011/67794 Esas ve 2012/39897 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,Dosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.TCK'nın 158/1-d bendinde belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasî parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hâl kabul edilmiştir. Söz konusu kurum yada kuruluşların konumunun suçun işlenmesinde kolaylık sağlayacağı düşüncesi, bu kurum ve kuruluşların bu suçta araç olarak kullanılmasının, ağırlaştırıcı neden olmasını gerektirmiştir. Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için, bunların isminin kullanılması yeterli olmayıp maddi varlığının kullanılması gerekmektedir. Araç olarak kullanılma,bu kurum veya kuruluşlara ait yazı veya belgeleri amaç dışı olarak kullanmak şeklinde olabilir. Bu kurumlara ait kimlik belgesinin gösterilmesi, basılı evraklarının, kıyafetlerinin, taşıtlarının kullanılması mağdurda güven oluşumunu sağlayacaktır....da kuyumculuk yapan katılanın yanına, emlakçı olarak tanıdığı ve önceden ... Köyü'nde tarla satın aldığı sanığın gelerek elinde başka bir tarlanın daha bulunduğunu, vekaletinin tanıdığı bir avukatta olduğunu beyan ettiği ve ... isimli şahsa ait ...İli .. İlçesi ... Köyü .. Mevkii'ndeki ... nolu parseldeki tarlayı önerdiği ve sonra gösterdiği, katılanın yeri görüp fiyatını uygun bulması nedeniyle, 01/11/2005 tarihinde sanıkla emlak alım sözleşmesi imzaladıktan sonra ... Tapu Sicil Müdürlüğü'ne gittikleri, oraya, evrakı tefrik edilen sanık Avukat ...'un da, ... Noterliğinin 24/10/2005 tarih ve 29732 yevmiye nolu düzenleme şeklinde özel vekaletnamesi ve diğer belgelerle birlikte geldiği, bu vekaletnamenin taşınmazın gerçek sahibi...adına sahte olarak düzenlenmiş olduğu, güven vermek için tarlanın bedelinin 130.000 TL olmasına karşın üzerinde 20.000 TL bedelli ipotek olduğu beyan edilerek 110.000 TL üzerinden satışın gerçekleştirildiği, birkaç gün sonra katılan ...'nın ipoteği kaldırmak için ... Müdürlüğü'nün yazısı ile... ...Kooperatifi'ne gittiğinde tarlanın gerçek sahibi olup olaydan habersiz ... ile karşılaştığı ve dolandırıldığını anladığı, olaydan haberdar olan ...'in ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nde tapu iptal davası açtığı, yargılama sonunda da satış işleminin iptaline karar verildiği, böylece sanığın resmi belgede sahtecilik ve kamu kurum ve kuruluşlarının aracı olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda,Hakkında evrakı tefrik edilen sanık Avukat ... hakkında...Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda, 2011/121 Esas ve 2011/204 Karar sayılı kararla sanığın beraatine karar verildiği, söz konusu kararın o yer cumhuriyet savcısı tarafından aleyhe temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 15. ceza Dairesi'nin 20/01/2014 tarih ve 2012/13752 Esas, 2014/661 Karar sayılı kararıyla, tefrik edilen her iki dosyanın birleştirilmesi, bunun mümkün olmaması halinde, dosyanın getirtilip incelenmesi ve delillerin birlikte değerlendirilerek bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulduğu dikkate alınarak, ... Ağır Ceza Mahkemesi'nin ilgili dava dosyasının akıbetinin sorulması ve getirtilerek incelenmesi, hüküm kesinleşmemiş ise aralarındaki hukuki ve fiili bağlantı dikkate alınarak davaların birleştirilmesi yoluna gidilmesi, hüküm kesinleşmiş ise bu dosya içerisine konularak delillerin birlikte değerlendirilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.