Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21544 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 2512 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Çocuk MahkemesiSUÇ : Güveni kötüye kullanmaHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi, tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Somut olayda; suça sürüklenen çocuğun, kendisiyle aynı işyerinde çalışan iş arkadaşı olan katılandan, cep telefonunu, telefon hafızasında kayıtlı olan ve birlikte çektirdikleri fotoğrafları bilgisayarına aktaracağı gerekçesiyle emaneten aldığı, ancak katılanın geri istemesine rağmen suça konu cep telefonunu vermeyerek mal edindiği anlaşıldığından, eyleminin güveni kötüye kullanma suçunun oluştuğuna dair kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.5395 sayılı Kanun'un 3/a-2 maddesine göre kanunlarda suç olarak tanımlanan bir fiili işlediği iddiası ile hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılan ya da işlediği fiilden dolayı hakkında güvenlik tedbirine karar verilen çocuk için suça sürüklenen çocuk ifadesinin kullanılması gerekirken sanık ifadesinin kullanılması mahallinde düzeltilebileceğinden bozma nedeni yapılmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sair temyiz itirazlarının reddine; ancak;1-Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek fazla ceza tayini,2-Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesi dikkate alınarak, 5271 sayılı CMK'nın 150/2 maddesi gereğince, yasal olarak tayin edilen zorunlu müdafinin ücretinin suça sürüklenen çocuğa yüklenemeyeceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu aykırılık aynı Kanunun 322. maddesi gereğince yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla "18 gün”, "12 gün”, "10 gün” ve "200 TL" adli para cezası terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla "5 gün","3 gün”, "2 gün” ve "40 TL" adli para cezası ibarelerinin eklenmesi; yargılama gideri ile ilgili bölümde yer alan avukatlık ücretinin suça sürüklenen çocuktan alınmasına ilişkin kısmın çıkartılması ve netice olarak "20,00 TL yargılama giderinin suça sürüklenen çocuktan tahsiline" denilmesi, suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 26.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.