MAHKEMESİ :Sulh Ceza MahkemesiSUÇ : Güveni kötüye kullanmaHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi hâlinde, nitelikli hali oluşmaktadır.1-Katılanın bilgisayarını tamir ettirmek amacıyla bırakması ve sanığın bilgisayarı üçüncü kişiye satmasından ibaret olayda; sanığın hizmet ilişkisi gereği zilyedliği kendisine devredilmiş olan mal üzerinde, kendisinin veya başkasının yararına olarak, zilyedliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunarak ve bilgisayarı aradan 3-4 ay geçmesine rağmen katılana teslim etmeyerek 5237 sayılı TCK'nın 155/2.maddesinde tanımlanan hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülmek suretiyle yazılı şekilde basit güveni kötüye kullanma suçundan hüküm kurularak eksik ceza tayini,2-Kabule göre de; TCK'nın 155/1. maddesinde hapis cezası ile birlikte adli para cezasının da öngörülmesine rağmen sanık hakkında sadece hürriyeti bağlayıcı cezaya hükmedilerek eksik ceza tayini,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1.maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321.maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, aynı Kanun'un 326/son maddesi uyarınca sonuç ceza miktarı yönünden sanığınn kazanılmış haklarının saklı tutulmasına 25.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.