Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21350 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 8861 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Sanığın, hakkında tefrik kararı verilen ... isimli şahıs ile önce ... Dayı isimli bir şahıstan boş bir depo kiraladıkları, depoyu kiraladıktan bir gün sonra şikayetçinin toptan oyuncak sattığı işyerine giderek oyuncak piyasasında şikayetçiden alışveriş yapan birkaç kişinin isimlerini söyleyerek güvenini kazandıktan sonra toplam 9.000TL değerinde oyuncak malzemesi siparişi verip anlaşma yaptıktan sonra fatura mukabilinde satın aldığı bu malı iki gün önce kiraladıkları depoya getirmesini söyledikleri, şikayetçinin bahse konu oyuncakları yanında çalışanları aracılığı ile depoya gönderdiği, sanığın ödemeyi başka yerde yapacağını söylediği ve oyuncaklarla birlikte depoyu boşaltıp ortadan kaybolduğu, bu eylemiyle dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; Sanığın savunmasında, aynı isme sahip kuzeni olduğunu ve oyuncak ticareti yaptıklarını belirterek suçlamayı kabul etmediğini, şikayetçi ile yüzleşmek istediğini beyan etmesi ile katılanın sanığın ismini vererek şikayetçi olduğu ve aşamalarda sanığın teşhisi hususunda işlem yapılmadığı, yüzleşme hakkında ara karar verildiği halde, yerine getirilmediği gibi ara karardan vazgeçme nedeni de belirtilmediği anlaşılmakla, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından katılan, tanık ..., depo sahibi ... ve sanığın çağrılarak yüzleştirme yapılması yüzleştirme yapıamaması halinde sanığın önden ve yandan çekilmiş teşhise elverişli fotoğrafları temin edilerek gösterilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 25.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.