Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21349 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 613 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : BeraatDosya incelenerek gereği düşünüldü;Katılan vekilinin süre tutum dilekçesinde 19.03.2013 tarihli hakim havalesi bulunması nedeniyle temyiz isteminin süresinde olduğu belirlenerek, katılan veya vekilinin duruşmalı temyiz başvurusunda bulunmasının yasal olarak mümkün olmaması karşısında, katılan vekilinin duruşmalı inceleme talebinin 5320 sayılı Kanunun 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 318. maddesi uyarınca reddine karar verilerek yapılan incelemede;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.TCK'nın 158/1-d bendinde belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasî parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hâl kabul edilmiştir. Söz konusu kurum yada kuruluşların konumunun suçun işlenmesinde kolaylık sağlayacağı düşüncesi, bu kurum ve kuruluşların bu suçta araç olarak kullanılmasının, ağırlaştırıcı neden olmasını gerektirmiştir.Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için, bunların isminin kullanılması yeterli olmayıp maddi varlığının kullanılması gerekmektedir. Araç olarak kullanılma, bu kurum veya kuruluşlara ait yazı veya belgeleri amaç dışı olarak kullanmak şeklinde olabilir. Bu kurumlara ait kimlik belgesinin gösterilmesi, basılı evraklarının, kıyafetlerinin, taşıtlarının kullanılması mağdurda güven oluşumunu sağlayacaktır.Katılanın aracının hasara uğraması nedeni ile sanığa ait oto servisine aracının tamir ve bakımını yaptırdığı, katılanın aracının ... Sigortadan kaskolu olması nedeni ile sanığın sigorta şirketine kasko bedeli için başvuruda bulunabilmesi yönünden boş bir kağıda imza atıp kendisine vermesi ve buna göre de başvurma işlemlerini kendisinin yapacağını söylemesi üzerine katılanın boş bir kağıda sigorta başvuru formu olarak doldurmak üzere imza atıp sanığa verdiği, sanığın daha sonra bilgisayardan hazırladığı senet metnine yazdırdığı veya borçlu imzasını katılana ait imzaya bakıp tamamen sahte olarak attığı ve bu şekilde sahte olarak düzenlediği bonoyu da icra takibine koyduğu iddia edilen somut olayda; soruşturma aşamasında Adli Tıp ve Grafoloji Uzmanı Dr. S. ... tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda suça konu senette bulunan keşideci imzasının katılan ...'un eli mahsulü olmadığının belirtildiği, mahkemece kovuşturma aşamasında Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Fizik İhtisas Dairesinden aldırılan 18.09.2012 tarihi raporda söz konusu imzaların katılan ...'un eli ürünü olmadığının belirtildiği, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Fizik İhtisas Dairesinden aldırılan 11.12.2012 tarihi raporda ise, önceki raporda suça konu belgelerdeki imzaların ...'un eli ürünü olmadığının belirtilmiş olduğu, söz konusu imzaların ...'un eli ürünü olduğunun belirtilmesi karşısında, suça konu senette yer alan imzanın katılan ...'a ait olup olmadığı yönünde alınan raporlar arasında çelişki bulunduğu ve Adli Tıp Kurumu anılan Dairesi'nin imza incelemesi bakımından başvurulacak zorunlu bilirkişilik kurumu olmadığı ve görüşünün mahkemeyi mutlak bağlayıcılığının bulunmadığı gözetilerek, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından, mahkemece grafoloji ve kriminal alanlarında uzmanlardan oluşan başka bir bilirkişi kuruluna ya da imza incelemesi yapan başka bir kuruma (... Komutanlığı Kriminal Laboratuarı, gibi) grafolojik metotlar ve optik aletler ile inceleme yaptırılarak çelişki gideren ve denetime elverişli yeni bir bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun taktir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 24.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.