Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21297 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 2773 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Tehdit, hakaret, mala zarar vermeHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.Tehdit, bir kimsenin başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğini veya malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağını veya sair bir kötülük edeceğini bildirmesidir. Bu suçta fail, ağır ve haksız bir zarara uğratılacağını mağdura bildirmektedir. Gerçekleşmesi failin iradesine bağlı olan ve gelecekte vuku bulacak bir kötülüğün, gerçekleşecek gibi gösterilmesidir. Tehdit mağdurun karar verme ve serbest hareket etme özgürlüğünü kısıtlamalı iç huzurunu bozmalı ve onu endişeye düşürmelidir. Mağdura yapılan tehdidin, onun iç huzurunu bozmaya, onda korku ve endişe yaratmaya elverişli olması gerekir. Failin tehdit fiilini bilerek ve isteyerek işlemesi, verileceği söylenen zararın haksız olması yeterlidir.Fiilde korkutuculuk, ürkütücülük, ciddiyet yoksa tehdit kastının varlığından bahsedilemez. Mağdur haksız bir zarara uğrayacağı endişesine kapılmamışsa, korkutuculuk oluşmamıştır.Tehdit suçunun, bahsedilen yasal unsurlarının gerçekleşip gerçekleşmediği olaysal olarak değerlendirilmeli, fail ile mağdurun içinde bulundukları ortam, söylenen sözler, söylenme nedeni ve söylendiği koşullar nazara alınmalıdır.Hakaret suçunun oluşabilmesi için, bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını incitecek ölçüde, somut bir fiil veya olgu isnat etmek yada yakıştırmalarda bulunmak yada sövmek gerekmektedir. Kişiye isnat edilen somut fiil veya olgunun gerçek olup olmamasının bir önemi yoktur. İsnadın ispatın konusu ayrıdır. Somut bir fiil ve olgu isnat etmek; isnat, mağdurun onur şeref ve saygınlığını incitecek nitelikte olacaktır. Mağdura yüklenen fiil ve olgunun belirli olması şarttır. Fiilin somut sayılabilmesi için, şahsa, şekle, konuya, yere ve zamana ilişkin unsurlar gösterilmiş olmalıdır. Bu unsurların tamamının birlikte söylenmesi şart değildir. Sözlerin isnat edilen fiilî belirleyecek açıklıkta olması yeterlidir. Çoğu zaman isnat edilen fiil ve olgunun, hangi zaman ve yerde meydana geldiğinin belirtilmesi, onur ve saygınlığı incitecek niteliği tespit için yeterli olmaktadır. Tarafların sosyal durumları, sözlerin söylendiği yer ve söyleniş şekli, söylenmeden önceki olaylar nazara alınarak suç vasfı tayin olunmalıdır. Hakaretin kişiyi küçük düşürmeye yönelik olması gerekir. Kişiye onu toplum nazarında küçük düşürmek amaçlı belli bir siyasi kanaatin isnat edilmesi hâlinde de suç oluşacaktır. Bir kişiye yönelik sözlerin veya yapılan davranışın o kişiyi küçük düşürücü nitelikte olup olmadığını tayin ederken, topluma hâkim olan anlayışlar, örf ve adetler göz önünde bulundurulmalıdır. Katılan ile sanığın kardeş oldukları, miras anlaşmazlığı nedeniyle aralarında husumet bulunduğu, sanığın 24/12/2011 tarihi ve öncesinde aynı suç işleme kararıyla farklı tarihlerde ve yerlerde karşılaştığı abisi olan katılan ...'e "Seni öldürürüm" şeklinde sözler söyleyerek tehditte bulunup sinkaflı sözlerle hakaret ettiği, ayrıca katılana ait motorsiklet ile konut kapısına aynı suç işleme kararıyla farklı tarihlerde zarar verdiği, yine yengesi olan katılan ...'i 26/12/2011 tarihinde, abisiyle daha önce aralarında meydana gelen olaylara ilişkin davada tanıklık yapmaması için "Sen tanıklık yaparsan hepinizi öldürürüm" şeklinde sözler söyleyerek tehdit ettiği iddia edilen olayda;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak;1-Tehdit ve hakaret suçlarından kurulan hükümlerde; sanığın atılı suçları işlediğine dair her türlü şüpheden, uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, 2-Mala zarar verme suçundan kurulan hükümde; tarafların beyanı ve uyaptaki aile nüfus kayıt tablosuna göre sanık ve katılanın kardeş olmaları itibarı ile, 5237 sayılı TCK.nun 167/2 maddesi uyarınca, aralarındaki akrabalık ilişkisi nedeniyle cezasından indirim yapılması zorunluluğuna uyulmaksızın sanık hakkında fazla ceza tayini,3-Mala zarar verme suçundan kurulan hükümde; sanığın katılana ait motorsiklete zarar verdiğini gören herhangi bir kimsenin olmaması, ayrıca olaya ilişkin görgü tespit tutanağı ve fotoğrafların olmaması karşısında sanığın sadece katılana ait evin kapısına zarar verdiğinin sabit olduğundan tek mala zarar verme suçundan hüküm kurulması gerekirken zincirleme suç hükümlerinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayini, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.