Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21209 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 8769 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.TCK'nın 158/1-e bendinde belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hal kabul edilmiştir. Hangi kurum ve kuruluşların, kamusal nitelik taşıdığı, o kurumun kadro bakımından bağlı olduğu durumu düzenleyen mevzuata göre belirlenir. Bu nitelikli halin oluşması için,eylemin kamu kurum ve kuruluşlarının mal varlığına zarar vermek amacıyla işlenmesi gerekir.Zarar vermek, kamu kurum ve kuruluşlarından hakkı olmayan bir parayı almak yada bir borcu geri vermemek şeklinde olabilir. Bu suçun zarar göreni kamu kurum ve kuruluşunun tüzel kişiliğidir. Kamu kurum ve kuruluşlarının zarar görmesi söz konusu değilse bu suç oluşmayacaktır.Dolandırıcılık suçunun kamu yararına çalışan hayır kurumlarının zararına işlenmesi madde kapsamında değildir.Sanığın, 15.11.1999 doğumlu olan oğlu ...'yı, olay tarihinde düşerek kolunun kırılması üzerine akrabası olan ve hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verilen temyiz dışı sanık ...'in oğlu Mücahit Şahi'e ait sağlık karnesini kullanarak ... Ortapedi ve Travmatoloji Dal Merkezine götürdüğü, kendisinin sosyal güvencesi olmaması sebebiyle yatış işlemlerini adı belirtilen çocuğa ait sağlık karnesini kullanarak yaptırdığı, çocuğunun adı belirtilen hastanede kolundaki kırık nedeniyle yatarak tedavi görmesini sağlayarak giderlerin katılan kurum tarafından karşılanmasına sebebiyet verdiği, bu şekilde sanığın haksız menfaat temin ettiğinin iddia edildiği olayda; 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 60. maddesinde 21/5/2013 tarih ve 6486 sayılı Kanunun 1. maddesi ile yapılan değişikliğe göre, 18 yaşından küçük çocukların gelir tespiti yapılmaksızın toplu olarak genel sağlık sigortası kapsamına alındıkları, bu nedenle hiçbir sosyal güvencesi bulunmayan sanığın bakmakla yükümlü olduğu 18 yaş altı çocuğunun tedavi masrafları Sosyal Güvenlik Kurumu'nca karşılanmakta olması ve olay tarihinde de sanığın oğlunun 18 yaşından küçük olduğu dikkate alındığında, dolandırıcılık suçunun kurucu unsuru olan zarar şartının gerçekleşmediğinin anlaşılması karşısında; sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.