Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21195 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 8767 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Dolandırıcılık (değişen suç vasfına göre nitelikli dolandırıcılık)HÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Bir başka kişi vasıtasıyla katılan ile tanışan sanığın, kendisinin ... firmasının satış temsilcisi olduğunu, internet üzerinden anılan şirket adına ürün siparişi verip temin ettikleri ürünleri satarak prim kazandıklarını, istemesi halinde satış temsilcisi olabileceğini söylediği, katılanın bu teklifi kabul etmesi üzerine de satış temsilcisi olmak istediğine dair bir dilekçe ile birlikte kimlik fotokopisini katılandan alan sanığın, katılan adına açtığı üyelik bilgilerini kullanmak suretiyle ürün siparişi verdikten sonra katılan adına gelen ürünleri satmak suretiyle haksız menfaat temin ettiğinin iddia edildiği olayda;Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre; katılanı satış temsilcisi yapacağını söyleyen sanığın, aşamalardaki beyanlarında, kendisine müştekinin şifresinin teslim edilmediğini, müşteki adına firma temsilcisine şifahen sipariş verdiğini, internet üzerinden herhangi bir şekilde sipariş vermediğini savunması ve dosya kapsamına göre de katılan adına siparişin ne şekilde verildiğine dair herhangi bir tespitin yapılmadığının anlaşılması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulması bakımından, ... isimli bir firmanın gerçekte var olup olmadığı, sanığın söz konusu firmanın satış temsilcisi olup olmadığı, anılan firma ile yazışma yapılarak katılan adına herhangi bir üyeliğin yapılıp yapılmadığı ve katılan adına verilen ürün siparişlerin kim tarafından ve ne şekilde verildiği, sipariş verilirken şifre kullanılıp kullanılmadığı, katılan adına sistemde bir şifre oluşturulup oluşturulmadığı, sanığın ifadesinde geçen ... isimli kişinin temin edilerek ifadesine başvurulması ve katılanın ne şekilde üye yapıldığı, sanığın katılan adına ürün siparişini ne şekilde verdiği, ürünlerin kime gönderildiği hususlarının net bir şekilde açıklığa kavuşturulmasından sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve tespiti gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.