Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21090 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 23339 - Esas Yıl 2014





Hileli iflas suçundan sanık ...'ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 161/1-b, 62, 53 maddeleri gereğince; 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair ...Ağır Ceza Mahkemesi'nin 02.11.2010 tarihli ve 2009/163 esas, 2010/371 karar sayılı kararı lehine vaki temyiz istemi üzerine onama talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 02.07.2012 tarih ve 2011/93095 sayılı tebliğnamesi ile dairemize gönderilmiş, Dairemizin 04.03.2014 tarih ve 2012/10417 Esas 2014/3895 sayılı kararıyla sanık hakkında hileli iiflas suçundan kurulan hükmün onanmasına karar verilmiştir.6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesi üzerine anılan kanunun 99. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK.nın 308. maddesi uyarınca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan itiraz üzerine Dosya incelenerek gereği düşünüldü.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz dilekçesinde ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden KABULÜNE, Dairemizin 04.03.2014 tarih ve 2012/10417 Esas 2014/3895 sayılı kararının KALDIRILMASINA, Sanığın, yetkili müdürü olduğu ... Ltd. Şti. hakkında iflas kararı verildiği ve... İflas Dairesi'nin görevlendirildiği, ilgili daire tarafından sanıktan şirkete ait ticari defterler istendiği halde defterlerin bir kısmının kayıp, bir kısmının ise mahkemede bulunduğu gerekçesi ile ibraz edilmediğinin iddia edildiği somut olayda; sanığın savunması ve sanık müdafiinin temiz dilekçesi kapsamına iflas eden şirketin 2002 yılından beri ticari faaliyetinin bulunmadığının ve vergi kaydının terkin edildiğinin bildirilmesi karşısında ilgili vergi dairesinden suça konu şirkete ait kurumlar vergisi kayıtlarının getirtilerek şirketin vergi kaydının terkin edilip edilmediği, şirketin bilançosunda gösterilen malvarlıklarının neler olduğunun araştırılması, yine sanık müdafiinin işletilen otelden tahliye edilip şirketin malvarlıklarının haczedildiğine ilişkin iddiaları bakımından ilgili takip dosyalarının getirtilmesi, yapılacak karşılaştırmalarda şirketin uhdesinde tuttuğu malvarlığı değerlerinin bulunup bulunmadığının karşılaştırılması, sanığın şirket adına ticari defter onayı yaptırıp yaptırmadığı husus araştırılıp, zorunlu olarak tutması gereken ticari defterlerin var olup olmadığı da araştırıldıktan sonra gerekirse yeniden bilirkişi raporu alınıp sanığın malvarlığını kaçırmaya yönelik tasarruflarının ortaya çıkmasını önlemek kastıyla hareket edip etmediğine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 19.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.