MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli mala zarar vermeHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir. Katılan ...'in ikametinin önünde park halinde bulunan ve kendisi adına kayıtlı ... plaka sayılı aracının alarmının çalması üzerine ikametinin balkonundan baktığında aracının yanıyor bir vaziyette olduğunu gördüğü, aracın ön tarafının tamamen yakıcı bir madde ile yakılmış olduğu, sonrasında yapılan araştırmada söz konusu aracın bulunduğu mahalleye olay saatlerinde, ... plaka sayılı beyaz renkli araç ile katılanın, aralarında husumet bulunan kız kardeşinin sevgilisi olan, sanık ...'ın geldiğinin tespit edildiği, sanığın bu şekilde üzerlerine atılı suçu işlediğinin iddia edildiği olayda, sanık savunması, katılan ve tanık ifadesi, görgü tespit tutanağı, uzmanlık raporu ve tüm dosya kapsamına göre suçun sanık tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; Hükümden sonra, 28.06.2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun'un 65. maddesiyle 5237 sayılı TCK'nın 152/2-a maddesinde yapılan değişiklik nedeniyle sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.