Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20867 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 8029 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Sanığın, ... Gazetesinin internet ekine Belarus ülkesinde çalışacak alçıcıların arandığına dair ilan vermesi üzerine, şikayetçilerden ...'ın bu ilanı görerek diğer şikayetçi ...'a durumu aktardığı, her ikisinin olay tarihinden önce sanık ile buluştukları, sanığın pasaport, sağlık raporu ve sabıka kaydı çıkartıp 90 ABD Doları da vize masrafı vermeleri gerektiğini söylediği, şikayetçilerin şartları kabul edip iki arkadaşları daha olduğunu, onların da gelip gelemeyeceklerini sordukları, sanığın aynı şartların onlar için de geçerli olduğunu söylemesi ile diğer şikayetçiler ... ve ...'in de bu işe dahil olduğu, dört şikayetçinin de konsolosluk yakınında sanık ile buluştukları, hepsinin evraklarını ve 90 ABD Doları parayı verdiği, ancak şikayetçi ...'in yanında yeterli parası olmadığı için 20 TL verdiği, para ve evrakları alan sanığın konsolosluk binasına girip birkaç dakika sonra çıkarak işlemlerini hallettiğini, Birkaç gün sonra pasaportları vizeli bir şekilde alacağını söyleyerek şikayetçilerin yanından ayrıldığı, işlemlerin kısa sürmesinden kuşkulanan şikayetçilerin konsolosluk görevlilerini arayarak haklarında bir başvuru olup olmadığını sorup, hiçbir başvuru olmadığını öğrenmeleri üzerine kolluk güçlerine müracaat ederek sanığın yakalanmasını sağladıklarının iddia edildiği olayda, sanık ve şikayetçi beyanları, gazetede yer alan iş ilanı, sanığın şikayetçilere ait pasaportla yakalandığına dair tutanak, ödeme makbuzları ile tüm dosya kapsamına göre, eylemin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna dair kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;1-Şikayetçi ...'ın ilanı görmesi üzerine, önce şikayetçi ...'a, daha sonra da diğer şikayetçilere iş ilanından bahsetmesi, sanığın dört şikayetçi ile bir araya gelip hepsinden aynı anda para alması, bu şekilde tek bir hileli hareketle birden fazla kişiden menfaat temin etmiş olması karşısında, sanığın bütün şikayetçilere karşı 5237 sayılı TCK'nın 157/1, 43/2 delaletiyle 43/1 maddeleri gereğince zincirleme şekilde dolandırıcılık suçundan mahkumiyetlerine karar verilmesi yerine, yazılı şekilde her bir şikayetçiye karşı gerçek içtima kurallarının uygulanması suretiyle fazla ceza tayini, 2-Kabule göre de, şikayetçi ...'nin zararının giderilmemesi nedeniyle sanık hakkında ...'ye karşı eylemiyle ilgili etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmadığı, ancak, sanık tarafından şikayetçilerin zararının giderilmesine ilişkin PTT ödeme makbuzları incelendiğinde, sanık tarafından şikayetçi ... adına aynı gün tarihli ancak farklı saatlerde yatırılmış olarak gözüken iki farklı 135 TL'lik ödeme dekontunun bulunması karşısında, sanık tarafından yanlışlıkla şikayetçi ... yerine şikayetçi ...'a iki kez ödeme yapılmış olabileceği ihtimaline binaen, bu hususun şikayetçilerden sorularak sonucuna göre etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması ya da uygulanmaması suretiyle sonuç cezaya hükmedilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,3-5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.