MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır.Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Katılan ...'un, kızı ... ile birlikte çarşıya gittikleri esnada daha önceden tanımadığı ve görmediği sanık ...nin: “anne ne yapıyorsun, amca artık neden bize uğramıyor” diye seslendiği, tanımaması nedeni ile biraz düşündükten sonra “ne yapsın kahveye gidip geliyor” diye cevap verdiği, eşini tanıdığını düşünerek sanık ile sohbet ettikleri, kızının düğünü ile ilgili konuştukları, ayrıca sanı??ın, bir iş hanında mevlüt okuttuklarını ve yardıma muhtaç kişilere yardım yaptıklarını, tanıdıkları varsa oraya yardım parası almak için gidebileceklerini söylemesi üzerine beraber iş hanı içerisine girdikleri, iş hanı merdivenlerinden daha önceden tanımadığı ve görmediği kimliği tespit edilemeyen ikinci bir şahsın geldiği, sanığın, ikinci kişiye “yardım edeceğiniz paradan kaldı mı?“ diye sorduğu, ikinci kişinin de “var” diyerek pantolonundan 1200 TL olan parayı çıkarıp katılana verdiği, sanığın dışarı çıkıp bir dakika geçmeden geri geldiği, katılana: “bu parayı aldığınıza dair değerli bir eşyanızın okutulması gerekiyor” dediği, katılanın da iki adet bileziğini ve 1200 TL parayı sanığa geri verdiği, sanığın para ve bileziklerle iş hanına çıktığı, kimliği tespit edilemeyen ikinci şahsın da katılan ve kızına asansöre binerek 5 kata çıkmalarını ve orada beklemelerini söylemesi üzerine 5 kata çıktıkları, burada mevlüt etkinliği göremeyince aşağıya indikleri ve dolandırıldıklarını anladıkları somut olayda; sanığa atılı eylemin temas ettiği 5237 sayılı TCK’nın 158/1-a maddesinde düzenlenen “Dini inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle” nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delilleri takdir ve tartışmanın üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesi'ne ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken duruşmaya devamla yazılı şekilde, hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMUK'nın 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkın gözetilmesine, 18.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.