Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20788 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 8243 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;Failin bir kimseyi kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Somut olayda; sanığın, 2008 yılı başında çocuğunu gönderdiği dersanede tanıştığı ve kiralık ev aradığını öğrendiği şikayetçi ...'ya, tanıdığı birinin kiralık evi olduğunu, aylık 250 TL'ye evi kiralayabileceğini, ancak; evde bulunan kiracının tahliye olması için 500 TL para gerektiğini söyleyerek şikayetçiyi inandırdığı ve şikayetçinin sanığa 500 TL'yi elden verdiği, sanığın daha sonra şikayetçiyi bir süre oyalayarak ortadan kaybolduğu; 2008 yılı Ağustos-Kasım ayları arasında reklamcı olduğunu belirterek devamlı gidip geldiği dersanenin sahibi olan şikayetçi ...'a Ankara'da tanıdığı adamlar olduğunu ve istediği kişileri işe aldırabileceğini söyleyerek, şikayetçinin oğlunu Devlet Su İşlerinde işe sokacağı vaadiyle şikayetçiden 800 TL aldığı, yine aynı dersanede çalışan şikayetçi ...'ı da KPSS puanının yeterli olduğuna ve kendisini Devlet Su İşlerinde işe sokacağına inandırarak şikayetçi ...'den de 800 TL aldığı, hızlı okuma ve kişisel gelişim merkezi sahibi olan şikayetçi ......ı'ya da kızını Devlet Su İşlerinde işçi statüsünde işe sokacağını söyleyip ikna ederek 800 TL'sini aldığı anlaşılmakla; sanığın eylemlerinin her bir şikayetçiye karşı ayrı ayrı dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;Hapis cezasının alt sınırdan tayin edilmesine rağmen, adli para cezasının belirlenmesi sırasında, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeye dayanarak tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkralarından adli para cezasına ilişkin sırasıyla "120 gün", “100 gün” ve “2.000 TL" adli para cezası terimlerinin tamamen çıkarılarak, yerlerine sırasıyla "5 gün", “4 gün” ve "80 TL" adli para cezası ibarelerinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 17/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.