Tebliğname No : 11 - 2011/84880MAHKEMESİ : Bergama Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 25/06/2010NUMARASI : 2009/538 (E) ve 2010/421 (K)SUÇ : DolandırıcılıkDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır. Sanık M.. Ö..'in eski arkadaşı olan sanığın, mağdur İ.. Ö.. ve H.. T..'a iş bulacağını söyleyerek işe alacak kişiye verilmek üzere mağdur İbrahim'den bir adet, diğer mağdur Hasan'dan ise iki adet Nokia 6300 marka cep telefonu aldıktan sonra, aradan 4-5 ay geçmesine rağmen, mağdurları herhangi bir işe yerleştirmediği gibi, cep telefonlarını da geri vermediğinin iddia edildiği olayda; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;Şikâyetçi İbrahim’in yargılama aşamasındaki beyanlarında, sanığın, PETKİM’de işe koyma vaadinde bulunması üzerine, diğer şikâyetçi Hasan’a da durumu anlatması sonucunda her ikisinin suça konu telefonları Hasan ile birlikte sanığa teslim ettiklerini belirtmesi karşısında; “Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda birinci fıkrada yazılı zincirleme suç hükümlerinin” uygulanacağına ilişkin TCK’nın 43/2. maddesindeki düzenleme de dikkate alınarak, sanık ile her iki şikâyetçinin yeniden beyanlarına başvurularak, şikâyetçilerin suça konu telefonları aynı anda mı yoksa farklı tarihlerde mi sanığa teslim ettiklerinin kesin olarak tespit edilmesi sonucunda, sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.