MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Somut olayda; şikayetçi ...'nun üç aylık maaşını çekmek için ... Merkez'deki ... Şubesine gittiği, parayı çektikten sonra sanığın yanına gelip "bana 50,00 TL ver, seni ...'e göndereceğim" diye söylediği, bunun üzerine şikayetçinin gömleğinin cebinden cüzdanını çıkartıp, 50,00 TL yi sanığa verdiği, sanığın parayı elinde sallayarak "bozuk yok mu bozuk?" şeklinde bağırmaya başladığı, sanığın elini uzatıp cüzdanın içerisinden 800,00TL parayı aldığı ve şikayetçiye "seni baban çağırıyormuş" deyip kendisini içeriye gönderdiği ve kaçıp gittiği, diğer şikayetçi ...'ın iş merkezinin bulunduğu yerde fotoğrafçıya giderken, sanığın yanına gelip kendisini tanıyıp tanımadığını sorduğu, tanımadığını söyleyince de oğlunun arkadaşı olduğunu ve oğluna 60,00 TL borcu olduğunu söylemesi üzerine şikayetçinin "parayı bana ver, ben oğluma veririm" dediği, sanığın da 100,00 TL çıkartıp şikayetçiye uzattığı ve "buradan al geri kalanı bana ver" demesi üzerine şikayetçinin cebinden cüzdanını çıkarttığı, sanığın ise elini uzatıp cüzdanındaki 500,00 TL aldığı, bu paranın içerisinde bozuk para arıyormuş gibi yaptığı ve "ben parayı şurada bozdurup geleyim" diyerek kaçıp gittiği, aynı şekilde aynı gün şikayetçi ... den de oğluna borcunu ödemek için para bozdurmak amacıyla 450,00 TL aldığı, sanığın bu şekildeki hileli söz ve davranışlarla yaşlı olan mağdurları ikna etmek suretiyle, haksız menfaat temin ettiği anlaşılmakla, mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;Hapis cezası alt sınırdan tayin olunduğu halde ayrıca yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden aynı gerekçeyle adli para cezasına esas alınması gereken tam gün sayısının alt sınırdan uzaklaşılarak tayini suretiyle çelişkiye düşülmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususların aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkralarından adli para cezasının belirlenmesine ilişkin bölümlerdeki “365 gün”, “182 gün” ve “3.640,00 TL" ibarelerinin yerine sırasıyla "5 gün", “2 gün” ve "40,00 TL" ibarelerinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 17.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.