Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20626 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 8117 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Somut olayda; ...'ın kağıt üzerinde ... merkezi isminde bir şirket kurduğu, sanık ... ile birlikte hareket ettikleri, birlikte mağdur ...'nin evine gittikleri, mağdura Giresun'da elektrikli malzemeler üzerine dükkanlarının ve depolarının olduğunu, çekiliş yaptırdıklarını söyledikleri, mağdura bir zarf uzattıkları, daha sonra bunu açıp mağdur Bilal'e Kumtel marka fırın kazandığını söyledikleri, bu fırını herhangi bir ücret talep etmeksizin vereceklerini akşam saat 17:00'a kadar 600,00 TL verir ise bulaşık makinesi, televizyon, tencere takımı, yemek takımı ve ütü vereceklerini beyan ettikleri, pazarlık ile 450,00 TL'ye anlaştıkları, mağdurun elden 450,00 TL'yi peşin olarak verdiği, ancak sanıkların bir daha mağdurun evine uğramadıkları, sanıkların 06/04/2009 tarihinde mağdur ...'ün evine gittikleri, mağdur...'ye buzdolabı, televizyon, fırın, çamaşır makinesi ve elektrik süpürgesi sattıklarını, tüm bu malzemeleri 500,00 TL'ye verebileceklerini söyledikleri, mağdur...'nin üzerinde 190,00 TL para olduğunu bunun dışında parası olmadığını söylemesi üzerine sanıkların bu saymış oldukları eşyaları mağdura 190,00 TL karşılığında vereceklerini söyledikleri, bunun üzerine mağdurun elden nakit 190,00 TL parayı verdiği, parayı aldıktan sonra biz malzemeleri alıp gelelim diyerek evden ayrıldıkları, bir daha mağdur...'nin evine uğramadıkları ve herhangi bir eşyada getirmedikleri, mağdurlar ... ve ...'ün evlerine gelip kendilerini kandıran şahıslardan bir tanesinin ... olduğunu teşhis ettikleri, bu doğrultuda sanık ...'ın...ve...'yi kandırarak dolandırdığı anlaşılmakla, mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;1-Hapis cezası alt sınırdan tayin olunduğu halde ayrıca yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden aynı gerekçeyle adli para cezasına esas alınması gereken tam gün sayısının alt sınırdan uzaklaşılarak tayini suretiyle çelişkiye düşülmesi,2-Tayin edilen adli para cezasının taksitlendirilmesi sırasında taksit aralığının gösterilmemesi,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususların aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkralarından adli para cezasının belirlenmesine ilişkin bölümlerdeki “365 gün”, “304 gün” ve “6.080,00 TL" ibarelerinin yerine sırasıyla "5 gün", “4 gün” ve "80,00 TL" ibarelerinin ve hükmün adli para cezası ile ilgili bölümlerine "birer ay ara ile" ibarelerinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 17.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.