MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Sanığın olay tarihinde şikayetçinin işletmekte olduğu kasap dükkanını telefonla arayarak, dükkanın yakınında bulunan ... isimli hanı adres olarak belirterek 60 TL lik et sipariş verdiği ve 100 TL para ile ödeme yapacağını söyleyerek, para üstü olan 40 TL nin de gönderilmesini istediği, şikayetçinin, istenen siparişleri ve 40 TL parayı yanında bulunan çırağı tanık ...'ya teslim ederek adresi verilen i?? merkezine gönderdiği, sanığın, bu sırada iş merkezinin önüne gelerek, verdiği siparişi getiren ...'nın karşısına çıkıp "siparişi ben verdim, sen bana para üzerini ver, siparişi de yukarı götür hanım seni bekliyor" şeklinde yalan söyledikten sonra ...'dan 40 TL parayı almak suretiyle haksız menfaat temin ettiğinin iddia edildiği olayda; Oluşa, sanığın ikrar içeren savunmalarına, şikayetçinin aşamalardaki beyanlarına, tanık anlatımlarına ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın bu şekilde gerçekleştirdiği sabit görülen eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;Sanığın adli sicil kaydında yer alan...Asliye Ceza Mahkemesince 14.10.2005 tarihinde verilen 205 TL adli para cezasının, karar tarihi itibariyle belirlenen miktar ve türüne göre kesin olup, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 305/1. maddesi uyarınca temyizi mümkün bulunmadığı ve aynı maddenin son fıkrası uyarınca da tekerrüre esas alınamayacağının gözetilmemesi,Bozmayı gerektirmiş olduğundan hükmün, 5320 sayılı Kanunun 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükümde TCK'nın 58. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümlerin hükümden çıkartılarak "Sanığın ....Asliye Ceza Mahkemesinin tarafından verilen ve 2008/138 esas ve 2008/179 karar sayılı hükmü ile mükerrir olduğu anlaşıldığından TCK'nın 58. maddesi uyarınca cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nın 326/son maddesi uyarınca aleyhe değiştirmeme ilkesi gözetilerek 5275 sayılı Kanunun 108/2. maddesi gereğince mükerrir olan sanık hakkında koşullu salıverme süresine eklenecek miktarın sanık hakkında tekerrüre esas alınan... Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2005/1136 esas 2005/1258 Karar sayılı ilamına konu olan 205 TL adli para cezası esas alınarak belirlenmesine" cümlesinin hükme eklenmek suretiyle diğer yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 16.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.