Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20611 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 401 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu, TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin gerekçesinde de; “Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi de, birinci fıkranın (f) bendinde bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının, özellikle bu kurum ve kuruluşları temsil edenlerin, kurum ve kuruluşları adına hareket eden kişilerin, başkalarını kolaylıkla aldatabilmeleri bir güven kurumu olan bu kuruma güvenin sarsılması bu kurumların araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu, nitelikli hâl saymıştır. Bilişim sisteminin aldatılmasından söz edilemeyeceği için, ancak bu sistemin araç olarak kullanılarak bir insanın aldatılması yani dolandırılması halinde bu bendin uygulanması mümkündür. Aksi halde yani sisteme girilerek bir kişi aldatılmayıp sistemden yararlanılarak çıkar sağlanmışsa bilişim suçu veya bilişim sistemi kullanılmak suretiyle hırsızlık suçunun oluşması söz konusu olacaktır.Bilişim sisteminden maksat, verileri toplayıp, yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tâbi tutma olanağını veren manyetik sistemlerdir. Günümüzde bilişim sistemleri ile sesli-görüntülü haberleşme, elektronik imzanın kabulü, yeni ticari İlişkiler, internet bankacılığı hizmeti ile para transferleri ve bunlar gibi pek çok yenilik toplumsal hayata girmiş, bilişim gerek iş gerekse günlük hayatta vazgeçilemeyecek kadar önemli bir noktaya ulaşmış, bilişim teknolojileri daha hızlı ve ucuz bir nitelik arz etmesi nedeniyle, klasik yöntemlere nazaran daha fazla tercih edilir duruma gelmiştir. Bu sistemlerin güvenle kullanılması, aynı anda hızlı ve kolayca birçok kişi tarafından ulaşılması ve diğer taraftaki failin kontrol imkânını azaltması nedeniyle nitelikli hal sayılmıştır.Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için, dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten sujelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması veya banka ve kredi kurumlarının olağan faaliyetleri nedeniyle üretmiş oldukları maddi varlıkların suçta araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir. Bankaların,ödeme aracı olarak kullanılması halinde bu fıkra uygulanamayacaktır.Sanık ...'ün suç tarihinden bir ay kadar önce... Cd. NO:5/92 adresindeki dükkanı kiralayarak burada kendi adına ... Amalaj Sanayi isimli bir işyeri açıp, ticari faaliyetleri sırasında gelen müşteri çeklerini kırdırmak amacıyla faktoring işi yapan katılan ......11/2010 tarihli ... sözleşmesine istinaden katılan şirkete bir kaç gün arayla suça konu 6 adet çeki ciro edip vererek iskontosu yapılan bedellerini eft yoluyla hesabına geçirdikten sonra işyerini kapatarak kayıplara karıştığı, ilk çekin vadesi geldiğinde tahsil için bankaya ibraz edildiğinden çekin banka görevlileri tarafından yapılan incelemesinde sahte olduğu tespit edilerek iade edilmesi üzerine katılan şirketin diğer çekleri de ilgili bankalara ibraz ettiği ve diğerlerinin de sahte olduğunun anlaşıldığı,Sanık ...'ün toplamda 98.000 TL tutar gibi yüksek sayılabilecek meblağda bir çekleri veren kişi ve işyeri hakkında hiçbir denetimden geçirmeden kabul edilmesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı, dayanak olarak ibraz ettiği faturaların fiili ticari faaliyeti olmayan işyerinin faturaları olup tarihleri farklı olmasına rağmen seri numaralarının birbirini takip ettiği dikkate alındığında seri halde kesilmiş naylon fatura oldukları anlaşıldığı, sanık...’un çekleri aldığını söylediği sanık ...'in tamamen sahte olarak düzenleniş çeklerde muhatabı üzerinde güven tesis edebilesi için kendi adına açtığı tabela firması olan işyeri kaşesiyle ilk ciranta olarak imzalayıp bilerek verdiği, bu suretle sanık ...'ün fiiline yardım eden fail olarak iştirak ettiği iddia edilen olayda,Sanık...’un suça konu çekleri kendisini ... olarak tanıtan ve ...olduğunu söyleyen ... Aksesuarları isimli işyeri sahibi olduğunu söyleyen kişiden aldığını, mahkemede yapılan yüzleştirmede sanık ...’in kendisine çekleri getiren kişi olmadığını, mallar bizzat işyerinden satılmadığını, üretici firmalarla irtibat kurup ödeme yapıp sipariş verdiğini, malı alacak kişiye fatura kestiğini, bu faturaya istinaden malı alan kişinin fatura ile üretici firmalardan gidip malını aldığını, ibraz ettiğim faturalardaki malları da Beylikdüzü’nde bulunan ... firmasından ve Bayrampaşa’da bulunan ... Plastik isimli firmalardan aldığını, bu firmalara da sattıkları malın parasını ödediğini savunması, sanık...’un... Ambalaj Tic. isimli işyerine ait ticaret sicil kayıtları ile gerek diğer sanık Kemal’a ait olduğu iddia olunan ... Paz. İsimli işyeri ile ... Taşımacılık şirketlerine ait faturaları ibraz ettiği, sanık ...’in ... Aksesuarları isimli konfeksiyon malzemeleri perakende satış işyeri olduğunu, ekonomik kriz sebebi ile 2010 yılı Kasım ayında işyerini kapatmak zorunda kaldığını, mahalleden tanıdığı ... veya Neco isimli şahısların ...’in vergi borçları nedeniyle işyeri açamadıklarından kendisinden yardım istediklerini, İbrahim Şahin'e kendisine ait... şirketinden ticari iş yapabilmesi için noterden vekaletname çıkardığını, suça konu çeklerdeki imzaların bu şahıslar tarafından atılmış olabileceğini savunması, iddianameye konu keşideci ... San. Tic. Ltd.Şti'ye ait ... K.Sa.Sit/BURSA şubesindeki çek hesabından alınan 24/12/2010 tarih ve 5.000 TL bedelli çeki ile keşideci ... San. Tic. Ltd. Şti'ye ait ... K.Sa.Sit/BURSA şubesi çek hesabından alınan 21/01/2011 tarih ve 5.000 TL bedelli çekin şikayet dilekçesinde geçen suça konu çekler arasında bulunmadığı, 07/10/2013 tarihli bilirkişi raporunda inceleme konusu 6 adet çekten ilk 4 sırada belirtilen çeklerin arkalarındaki ciro imzalarının sanık Kenan’ın eli ürünü olduğu, diğer 2 adet çekteki ciro imzalarının Kenan’ın eli ürünü olmadığının anlaşılması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti için iddianameye dahil edilmeyen Halkbank 10/02/2011 tarihli 17725 TL bedelli 292... çek numaralı çek hakkında iddianame düzenlenerek davaya dahil edilmesi sağlanıp, suça konu çeklerdeki özellikle keşideci imzası ile diğer yazı ve imzaların sanıkların eli ürünü olup olmadığı yönünden Adli Tıp Fizik İhtisas Dairesi’nden rapor alınması, sanık Kenan’ın beyan ettiği mahalleden tanıdığı ... veya ...isimli şahıslar hakkında kolluk araştırması yapılıp bu şahısların tespit edilmesi halinde tanık sıfatıyla beyanlarının alınması, sanık...’un ibraz ettiği faturalarda nazara alınarak her iki sanığın işletmelerine ilişkin ticari defter ve kayıtları getirtilerek dolandırıcılık yapmak için işyerlerini kağıt üzerine kurup kurmadıkları hususunda araştırma yapılması, faturaların naylon fatura olduğu iddiasına karşın söz konusu faturaların naylon fatura olup olmadığı yönünde Vergi Müdürlüğü tarafından bir denetimin yapılıp yapılmadığı ve varsa buna ilişkin denetim raporunun onaylı suretinin dosya içine getirtilmesi, gerekli görülmesi halinde konusunda uzman bilirkişiler vasıtasıyla inceleme yapılarak rapor alınması, sanık...’un diğer sanığa ait işletmeye ilişkin faturaları ibraz ettiği de gözetilerek faturalarda usulsüzlük bulunmaması halinde ne suretle aralarında iştirak iradesinin bulunduğu denetime olanak verecek şekilde açıklanmadan yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,Kabule göre de;Sanıklar hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan belirlenen 9800 gün adli para cezasının TCK’nın 43/1 maddesi gereğince 1/3 oranında artırılması sırasında 13066 gün adli para cezası yerine hesap hatası sonucu 13570 gün adli para cezasına hükmedilmek suretiyle fazla ceza tayini, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafii ve sanık ...’in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.