Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20592 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 8297 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır. Şikayetçinin, çocukluk arkadaşı olan sanıktan ikinci el bir araç almasını istediği, bunun için de 25000 TL parayı banka vasıtasıyla sanığa gönderdiği, sanığın, ... plakalı aracı şikayetçi adına satın aldıktan sonra şikayetçiye teslim ettiği, şikayetçinin söz konusu aracın kasko sigortasını yaptırmak istediği sırada; aracın daha önce sel nedeniyle aksamlarının zarar görmüş ve bu nedenle pert olduğunu öğrendiği, bu şekilde sanığın pert olduğunu bildiği bir aracı ucuza alarak şikayetçiden aldığı paranın bir kısmını uhdesine geçirmek suretiyle haksız menfaat ettiğinin iddia edildiği olayda; Oluşa, sanığın savunmalarına, katılanın aşamalardaki beyanlarına, tanık anlatımlarına ve tüm dosya kapsamına göre; vekalet ilişkisine istinaden araç satın alınması hususunda katılandan yetki aldığı anlaşılan sanığın, söz konusu vekalet ilişkisinden kaynaklanan dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareket etmesi şeklindeki eyleminin hukuki ihtilaf niteliğinde olduğu ve dosya kapsamına göre suç kastının bulunmadığının anlaşılması karşısında, sanığın beraati yerine, delillerin takdir ve değerlendirilmesinde yanılgıya düşülmek suretiyle yazılı şekilde mahkümiyetine hükmolunması,Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısı ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK' nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.