MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Somut olayda; sanığın beraat eden sanık ... aracılığıyla tanıdığı katılana siyasi çevresi olup milletvekilleri aracılığıyla atamasını yaptırabileceği iş bulacağı vaadinde bulunarak 7.500 TL parasını aldığı ancak sözünü yerine getirmediği gibi aldığı parayı da iade etmediğinin iddia edildiği olayda,Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir, ancak,Dosya içeriğine göre mahkemece sanık hakkında eylemin teselsül ettiğinin kabulü ile sanık hakkında TCK'nın 43. maddesine göre artırım yapılmış ise de, katılanın şikayet dilekçesinde sanığın "7.500 TL karşılığında atama yapılacağını" söylediği şeklindeki ifade karşısında katılan,sanık ve tanıklardan suça konu paranın hangi iş için ne şekilde ödendiği, olayın başında miktarın belirlenip belirlenmediği hususları sorularak açıklığa kavuşturulduktan sonra 43. maddenin uygulama koşullarının bulunup bulunmadığının tartışılması yerine yazılı şekilde kurulan hükmün teselsül nedeniyle artırılmasına karar verilmesi.Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca, BOZULMASINA, 16/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.