Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20557 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 373 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Mala zarar verme, kasten yaralamaHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Mala zarar verme suçu, başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanılış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir. 1-Kasten yaralama suçundan verilen hükme yönelik yapılan temyiz taleplerinin incelenmesinde; 5271 sayılı CMK'nın 231. maddesine göre verilen ve davayı sonuçlandırıcı nitelikte olmayan "hükmün açıklanmasını geri bırakılmasına" ilişkin karara karşı aynı kanunun 231/12. maddesine göre itiraz yolu açık olup temyiz olanağı bulunmadığından 5271 Sayılı CMK'un 264. maddesi uyarınca kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunda merciin belirlenmesinde yanılma, başvuran suça sürüklenen çocuğun haklarını ortadan kaldırmayacağından temyiz dilekçesinin itiraz dilekçesi olarak kabulü ile görevli ve yetkili ilk derece mahkemesince itiraz konusunda inceleme yapılması için dosyanın incelenmeksizin MAHALLİNE İADESİNE,2- Mala zarar verme suçundan verilen hükme yönelik yapılan temyiz taleplerinin incelenmesinde; Matmazel Gelinlik isimli iş yerinin sahibi olan katılan ...'ın, suça süürklenen çocuğun babası olan ve aynı dosya kapsamında yargılanan; ancak hakkında verilen hükümleri temyiz etmeyen sanık ... ile alacak verecek ilişkisinden dolayı husumetli oldukları ve olay günü bu nedenle adı belirtilen iş yerinde meydan gelen kavga olayı sırasında; suça sürüklenen çocuğun kavgaya dahil olarak, katılanı, sopa ile vurmak suretiyle etkisinin basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yatraladığı ayrıca anılan iş yerindeki muhtelif eşyaları da kırarak görgü tespit tutanağında belirlendiği şekilde mala zarar verdiğinin iddia edildiği olayda; Oluşa, suça sürüklenen çocuğun savunmalarına, katılanın aşamalarda verdiği ifadelerine, tanıkların anlatımlarına, görgü tespit tutanağına ve tüm dosya kapsamına göre; suça sürüklenen çocuğun, bu şekilde gerçekleştirdiği sabit görülen eyleminin mala zarar verme suçunu oluşturduğuna yönelik mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, suça sürüklenen çocuğun yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,ancak; Suça sürüklenen çocuğun suç tarihinde yaşının küçük olduğu ve sabıkasının da bulunmadığı, 5237 sayılı TCK'nın 50/3 maddesine göre de; daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezasının zorunlu olarak aynı maddenin birinci fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrileceğine ilişkin emredici hükmü gözetilmeden, mala zarar verme suçundan verilen kısa süreli hapis cezası ile ilgili olarak TCK'nın 50. maddesinin suça sürüklenen çocuk hakkında uygulanmaması,Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuğun temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.