Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20321 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 3745 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmaHÜKÜM : MahkûmiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması,malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi hâlinde, nitelikli hali oluşmaktadır. Sanığın, katılan ....'nin .... acentesi olduğu halde müşterilerden tahsil ettiği sigorta primlerinden 784 adet poliçeye tekabul eden 140.343 TL primleri katılan şirkete ödemeyerek kendisinin yararına tasarrufta bulunduğu iddia edilen olayda sanığın eyleminin zincirleme biçimde hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğu yönündeki kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.TCK'nın 51/2. maddesinde yer alan "Cezanın ertelenmesi, mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi koşuluna bağlı tutulabilir. Bu durumda koşul gerçekleşinceye kadar cezanın infaz kurumunda çektirilmesine devam edilir. Koşulun yerine getirilmesi halinde hâkim kararıyla hükümlü infaz kurumundan derhal salıverilir." hükmünün, aynı zamanda etkin pişmanlık başlığı altında TCK'nın 168.maddesi gereğince cezadan indirim sebebi olduğu kanuni bir indirim sebebinin aynı zamanda hapis cezasının infaz edilmiş sayılmasını gerektirecek şekilde erteleme şartı olarak belirlenmesinin mümkün olmadığı gözetilmeyerek; "etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmayan" sanık hakkında ertelemenin, şikâyetçinin uğradığı zararın giderilmesi şartına tâbi tutulması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 03.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.