Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20298 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 3713 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; Failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.TCK'nın 158/1-d bendinde belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasî parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hâl kabul edilmiştir. Söz konusu kurum yada kuruluşların konumunun suçun işlenmesinde kolaylık sağlayacağı düşüncesi, bu kurum ve kuruluşların bu suçta araç olarak kulanılmasının, ağırlaştırıcı neden olmasını gerektirmiştir.Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için, bunların isminin kullanılması yeterli olmayıp maddi varlığının kullanılması gerekmektedir. Araç olarak kullanılma, bu kurum veya kuruluşlara ait yazı veya belgeleri amaç dışı olarak kullanmak şeklinde olabilir. Bu kurumlara ait kimlik belgesinin gösterilmesi, basılı evraklarının, kıyafetlerinin, taşıtlarının kullanılması mağdurda güven oluşumunu sağlayacaktır.Sanık .....'un oto alım-satım işi yaptığı sanık ... ile çalıntı oto satmak konusunda anlaştıkları bu amaçla ...'in 23.11.2006 tarihinde.... ili ... ilçesinden çalınan müşteki ...'a ait..... plaka sayılı çalıntı .... marka aracı ...'a getirdiği, her ikisi birlikte aracın plakalarını sökerek ..... sayılı iki adet sahte plaka ve bu sahte plakalara göre tanzim olunmuş sahte motorlu araç trafik belgesi ve araç tescil belgesini tanzim ettikleri, sanık ... ....'un bu aracı 2009 yılı haziran ayı içerisinde ...'a basit sözleşme ile sattığı, suç eşyasını kabul etme suçundan hakkında beraat hükmü verilen ...'ın da sözkonusu aracı tamir için bırakması üzerine polislerce yapılan kontrolde çalıntı araç olduğu plakalarının ve plakalarla uyumlu olarak düzenlenen motorlu araç trafik ve motorlu araç tescil belgelerinin sahte olduğunun ortaya çıktığı olayda; 1-Sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik incelemede,Suça konu plakalar ve motorlu araç trafik ve motorlu araç tescil belgelerinde yapılan sahteciliğin iğfal kabiliyeti bulunduğuna ilişkin bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre sanıkların eyleminin resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu yönündeki kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık ... ve müdafii ile sanık ...'in yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,2-Dolandırıcılık suçundan kurulan hükme yönelik incelemede, Sanıkların, trafik tescil müdürlüğünün maddi varlığı olan plakalar ve motorlu araç trafik ve motorlu araç tescil belgelerini kullanarak dolandırıcılık suçunu işledikleri gözetilmeden 5237 sayılı TCK'nın 158/1-d maddesi uyarınca mahkumiyetleri yerine, yazılı madde ile mahkumiyetlerine karar verilmesi Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve müdafii ile sanık ...'in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK' nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı kanunun 326/son maddesi gereğince ceza miktarı açısından kazanılmış hakların saklı tutulmasına 03.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.