Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20136 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 4324 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Somut olayda; sanığın olay tarihinde trafikten çekildiği için kullanılmayan şikayetçi ...'e ait aracın içinde şikayetçinin bilgi ve rızası olmaksızın yatıp kalktığı, olay günü aracı satın almak isteyen diğer şikayetçi ...'a aracın kendisine ait olduğunu söylediğini, şikayetçinin de çevreden sanığın bu araçta yaşadığını öğrendiği ve bu şekilde güven verdiği, şikayetçi ile sanığın bu aracın satışı konusunda anlaştıkları ve şikayetçi ...'ın sanığa 400,00 TL peşin para verdiği, böylece sanığın kendisine ait olmayan aracı kendisininmiş gibi gösterip satarak üzerine atılı dolandırıcılık suçunu işlediği oluş ve dosya kapsamından anlaşılmakla, mahkemenin sübutu kabulünde bir isabetsizlik görülmemiş, şikayetçinin mahkemede “400TL yi verdim” ve kolluk beyanında “400TL yi henüz vermeden dolandırıldığımı anladım” şeklindeki beyanları arasındaki çelişkinin mahkemede giderilmesi sonucu şikayetçinin sanığa 400TL'yi verdiğinin kabulü ile suçun tamamlandığı anlaşılmakla, eylemin teşebbüs aşamasında kaldığı yönünde bozma talep eden tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı yasanın 8.maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK'nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA; fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun'un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasından, adli para cezasının uygulanmasına ilişkin olarak sırasıyla "20gün", "400TL" ibralelerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla "5 gün“ ve “100TL” adli para cezası ile cezalandırılmasına ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 02/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.