MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : MahkûmiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Sanık ...'ın, aynı dosya kapsamında yargılanan; ancak hakkında verilen mahkumiyet hükmünü temyiz etmeyen sanık ... ile birlikte fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek mağdur ...'a ait olan evi sözde kiralama hususunda anlaştıkları, bedelini daha sonra ödeyeceklerine dair yalan söyleyip kira sözleşmesi düzenlenmesini sağladıkları, evin anahtarlarını bu şekilde teslim alarak evin içerisine giren sanıkların, kombiyi söküp evi terkettikten sonra söz konusu kombiyi aynı dosya kapsamında yargılanan temyiz dışı sanık ...'a satmak suretiyle haksız menfaat temin ettiklerinin iddia edildiği olayda; Oluşa sanığın savunmalarına, katılanın aşamalardaki beyanlarına, tanıkların anlatımlarına ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın, bu şekilde gerçekleştirdiği sabit görülen eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna yönelik mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,ancak; Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,Bozmayı gerektirmiş, sanık ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı yasanın 8.maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK'un 321.maddesi gereğince BOZULMASINA; fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun'un 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hükümde yer alan ''5237 sayılı TCK'nın 157/1,168/2 62, 52/2 maddeleri gereğince sonuç olarak verilen 41 gün adli para cezası karşılığı aynı kanunun 52. maddesi gereğince günlüğü 20.00 TL 'den olmak üzere 820 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ifadelerinin yerine ''5237 sayılı TCK'nın 157/1 maddesi gereğince 5 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, aynı kanunun 168/2 maddesi gereğince yarı oranında indirim yapılarak 2 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, aynı kanunun 62. maddesi gereğince cezasından 1/6 oranında indirim yapılarak sanığın 1 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, aynı kanunun 52/2 maddeleri gereğince verilen 1 gün adli para cezası karşılığı aynı kanunun 52. maddesi gereğince günlüğü 20.00 TL 'den olmak üzere sonuç olarak 20.00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına şeklinde yazılmak suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 01.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.