Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 19388 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 2931 - Esas Yıl 2013
Tebliğname No : 11 - 2011/58260MAHKEMESİ : Adana 1. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 06/04/2010NUMARASI : 2010/96 (E) ve 2010/202 (K)Suç : DolandırıcılıkDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.H...Ltd. Ticari ünvanlı alt taşeron olduğunu belirttiği şirketin Rusya'da çalıştırmak üzere işçi aradığını (kendisinin de bu konuda başvurusunun bulunduğunu, formen olarak çalıştığını...) önceden Irak'ta birlikte çalıştıkları arkadaşı A. K.'e ve çevresine söyleyen, böylece ilgi uyandıran sanığın; şikayet dilekçelerinde belirtilen suç tarihlerine göre 2007 yılının Şubat, Mart ayları içerisinde on bir ayrı şikayetçilerle görüşüp; sınırlı sayıda işçi götürebileceğini bildiği halde, yurt dışına anılan şirket vasıtasıyla işçi olarak götürülecekleri vaatlerinde bulunup olnlardan başvuru dosyası oluşturulmak üzere, nüfus cüzdanı, pasaport fotokopileri, sağlık raporları, vesikalık fotograf gibi evrak isteyip alması yanında çeşitli miktarlarda elden ve nakden (belgesiz) paralar olması, geçen zaman içinde onları oyalayıcı sözler sarfedip nihayetinde vaatler gerçekleşmemesine rağmen para ve evrakı iade etmemesi eylemlerinin ayrı ayrı "dolandırıcılık" suçlarını oluşturduğu iddia edilen somut olayda;1-Gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak biçimde belirlenebilmesi amacına yönelik olarak; H..Ltd. ticari ünvanlı şirketin temsilcisi olduğu bildirilen Mert Bozkaya ile bu şirket çalışanı Melda adlı bayanın ve A. K.'in iddia ve savunmalar doğrultusunda usulünce tanık olarak dinlenmeleri, sanığın bu şirketle organik bir bağının olup olmadığının öğrenilmesi, 10/04/2007 tarihli iddianeme ile ( 2007/15851 soruşturma no) M. B. hakkında açıldığı bildirilen kamu davasının akıbetinin araştırılması, dava dosyasının getirtilip ayrıntılı şekilde incelenmesi, bu davayı ilgilendiren bilgi ve belgelerin intikalinin sağlanması, ünvanı belirtilen şirketin suç tarihi ve yakın tarihlerde Rusya'ya gerçekten işçi gönderip göndermediğinin kayden belirlenmesi, sanığın bu şirkette formen olarak çalışıp çalışmadığının şirketten sorulması, savunmasında belirttiği gibi sanığın da yurtdışına gidebilmek için bu şirkete bir müracaatının olup olmadığının tespit edilmesi toplanan deliler birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik soruşturmayla yazılı şekilde hükümler kurulması, 2-Kabule göre; a-Mağdurlar Sabri ve Müslüm'ün kardeş oldukları ve dosya kapsamındaki anlatımlara göre aynı yer ve zamanda sanıkla görüşme yapıp evrak-para verdikleri anlaşmakla; adı geçen mağdurlara yönelik suçlar açısından sanık hakkında TCK'nın 43.maddesinin uygulanabilirliğinin karar yerinde tartışılmaması,b-TCK'nın 53/1 (c) bendindeki hak yoksunluğunun sanığın kendi alt soyu yönünden koşullu salıverilme tarihinde kadar sürebileceği gözetilmeden yazılı şekilde kararlar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. Maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.