MAHKEMESİ :Sulh Ceza MahkemesiSUÇ : Bedelsiz senedi kullanma, açığa imzanın kötüye kullanılmasıHÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü;Bedelsiz senedi kullanma suçunun oluşabilmesi için; sanığın elinde borçlusunca bedelinin tamamı yada kısmen ödenmiş bir senet olmalı ve bunu kısmen veya tamamen ödenmemiş gibi tahsile sokması veya bir başkasına devretmesi gerekmektedir. Borcun bir bölümü ödenmiş ve geri kalan miktar için elinde tuttuğu senedi, tümü veya kalandan fazla miktarı için kullanan sanığın fiili de bedelsiz senedi kullanma suçunu oluşturacaktır.10.04.2004 tarihinde sanıktan 26.330 dolar karşılığında daire satan katılanların, 8.030 doları peşin verdikten sonra geriye kalan borç miktarı için her ay 500 dolar ödenmek üzere 36 adet senet düzenledikleri, son senet olan 36. senedin ise 800 dolar bedelli düzenlendiği, tüm senetlerde alacaklı bölümüne sanığın eşi olan ..., borçlu kısmına da katılan ... isimlerinin yazıldığı ve katılan ...'in tüm senetleri imzalayarak sanığa verdiği, 17.10.2005 tarihinden itibaren katılanların her ay 500 dolar ödeyerek 35 adet senedi sanıktan geri aldıkları, geriye kalan 800 dolar bedelli 36. senet için katılanların 19.09.2008 tarihinde sanığa ait giyim mağazasına giderek borçlarına mahsuben pos cihazından 500 TL çektirmek suretiyle ödemede bulundukları, ancak sanığın bu ödemenin alacağına kar??ılık olmadığını iddia ederek, senet üzerine düzenleme tarihi olarak 05.12.2005, ödeme tarihi olarak da 30.12.2005 tarihlerini yazıp, senet üzerindeki “36” rakamını karalayarak ... İcra Müdürlüğü'nde icra takibi başlattığı ve sanığın bu şekilde bedelsiz senedi kullanma ve açığa imzanın kötüye kullanılması suçlarını işlediği iddia ve kabul olunan somut olayda;1-Bedelsiz senedi kullanma suçundan verilen mahkumiyet kararına yönelik incelemede;Suça konu senetler, kredi kartı hesap özeti ve taraflar arasında imzalanan adi yazılı sözleşme karşısında, senedin bedelsiz kaldığının yazılı delillerle ispatlandığı ve senedin kısmen bedelsiz kalması durumunda dahi atılı suçun oluşacağı anlaşıldığından, tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmeyerek, bedelsiz senedi kullanma suçunun oluştuğuna dair kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,2-Açığa imzanın kötüye kullanılması suçundan verilen mahkumiyet kararına yönelik incelemede;Suça konu bononun, kısmen bedelsiz kaldığı gibi sanık tarafından verilme nedeninden farklı bir şekilde doldurulduğu, senedin icraya verilmesiyle birlikte her iki suçun da tamamlanmış olduğu, bu durumda TCK'nın 44. maddesinde düzenlenen fikri içtima kuralı gereğince bir fiil ile birden farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren sanığın bunlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan cezalandırılması ile yetinilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde ayrıca açığa imzanın kötüye kullanılması suçundan da mahkumiyet hükmü kurulması,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, 05.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.