Tebliğname No : 15 - 2011/305112MAHKEMESİ : Adana(Kapatılan) 1. Sulh Ceza MahkemesiTARİHİ : 29/03/2011NUMARASI : 2008/1030 (E) ve 2011/758 (K)Suç : Bedelsiz senedi kullanmaDosya incelenerek gereği düşünüldü; Bedelsiz senedi kullanma suçunun oluşabilmesi için; sanığın elinde borçlusunca bedelinin tamamı yada kısmen ödenmiş bir senet olmalı ve bunu kısmen veya tamamen ödenmemiş gibi tahsile sokması veya bir başkasına devretmesi gerekmektedir. Borcun bir bölümü ödenmiş ve geri kalan miktar için elinde tuttuğu senedi, tümü veya kalandan fazla miktarı için kullanan sanığın fiili de bedelsiz senedi kullanma suçunu oluşturacaktır.Borçlusu şikayetçi S.. S.. ve Y. G. olan, 05/12/2006 tanzim tarihli 05/03/2007 ödeme tarihli alacaklısı M. T. olan 100.000 TLlik senede istinaden senet alacaklısı olan M. T. tarafından 12/03/2007 tarihinde Adana 14. İcra Müdürlüğü'nün 2007/1480 esas sayılı takip dosyasıyla takibat yapıldığı, bu takibat nedeniyle 12/03/2007 tarihinde her iki borçlu ve alacaklının borcu kabul etmeleri ve ödeme emrini icra dairesinde almaları, borca herhangi bir itirazlarının bulunmaması, itiraz sürelerinden feragat etmeleri nedeniyle takibin kesinleştiği ve tapu dairelerine haciz müzekkerelerinin yazılmasının istendiği, buna istinaden de icra müdürlüğü tarafından tapu dairelerine haciz yazılarının yazıldığı, 13/11/2007 tarihinde alacaklı olan M.T., bu alacağını Adana 4. Noteri tarafından düzenlenen temlikname ile sanık M.. S..'ya devrettiği, 13/11/2007 tarihinde temlik alacaklısı olan sanık M.. S.., icra müdürlüğüne başvurarak tapu sicil müdürlüklerine haciz yazılarının yazılmasını istediği, oysa takibe konu olan borcun şikayetçi tarafından haricen icra dairesi dışında sanığa ödenerek senet aslı alındığı halde sanığın 13/11/2007 tarihinden sonra icra takibini devam ettirerek, bedelsiz senedi kullandığı, bu durumun şikayetçi tarafından 18/07/2008 tarihinde öğrenildiği ve 24/07/2008 tarihinde şikayetçi olduğu, bu nedenlerle sanığın bedelsiz senedi kullanma suçunu işlediği, iddia edilen olayda,Adana 14. İcra Müdürü olan tanık Y.. E..'ın 17.09.2008 tarihli Cumhuriyet savcılığı ifadesinde her iki borçlu ve alacaklının borcu kabul etmeleri ve ödeme emrini icra dairesinde almaları, borca herhangi bir itirazlarının bulunmaması, itiraz sürelerinden feragat etmeleri nedeniyle takibin icra dairesinde kesinleşmesi nedeniyle senedi almanın bir anlamı olmadığı için senedi almadım senet alacaklıda kaldı, senet aslının arkasına icra müdürlüğüne ait kaşe ve dosya esas numarasının yazılması gerekir ancak alacaklı ve borçlunun herhangibir ihtilafa yol açmayacak şekilde tutumları ve o andaki yoğunluk nedeniyle bunu gözden kaçırmış oldum şeklindeki beyanı, icra kasasında ve alacaklıda başka bir senet aslı bulunmaması ve borçlu olan şikayetçi tarafından borcun ödenerek senet aslının alındığını belirtmek suretiyle senet aslını ibraz etmesi ancak borcu hangi tarihte ödeyerek senedi aldığı hususunun açık olmaması karşısında, maddi gerçeğin hiç bir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkartılması açısından şikayetçiden ve senet alacaklısı olan Mehmet Taş ve senet borçluşu Y. G.'den sorularak elde edilecek sonuca göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken yazılı şekilde beraatına karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.