Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 186 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 2620 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli dolandırıcılık HÜKÜM : Beraat (Her iki sanık için)Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanıkların beraatine ilişkin hükümler, katılan vekili ve Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Sanıklardan ... ile katılan ...’nun 2006 yılı içerisinde ....Şti.'ni kurmaya karar verdikleri, sermaye olarak katılanın Çubuk ilçesinde bulunan ve kendisi tarafından işletilen tuğla fabrikasının koyduğu, ...’in de bu şirketin %25 hissesi için katılana 201 Bin TL parayı peyder pey ödediği, daha sonra şirketin diğer %25 hissesini satın almak için .... Şti.'ne sanık ... tarafından tanzim edilen ... Şubesi nezdindeki çekleri verdiği, daha sonra sanık ... ile ...’ın aralarında danışıklı olarak sanık ...’in dosyada mevcut 18.07.2006 tanzim ve 21.07.2006 vade tarihli 250 Bin YTL bedelli bonoyu ...’a kendisi adına ve .... Şti.'ni de kefil göstererek verdiği ve .... Şti. aleyhine sanık ... tarafından yapılan icra takibi sonucu fabrikanın satışının sağlanarak katılanın üzerinden alınıp dolandırıldığının iddia edildiği olayda, sanık ...'ın şirket aleyhine icra takibi başlatırken ödeme emrinde şirket adresini diğer sanık ...'in adresi ile aynı adres olarak göstererek, bu adrese gelen ödeme emrinin şirket işçisi ... tarafından teslim alınmasını sağlayıp icra takibinin kesinleşmesini sağladığı, ayrıca bozma sonrası alınan bilirkişi raporunda bahse konu şirketin muhasebe kayıtlarında sanık ... tarafından verildiği iddia edilen 350.000 TL bedelli bir kayda rastlanmadığı, ayrıca böyle bir para çıkışının sanık ...'ın banka kayıtlarında da bulunmadığı, sanıkların adı geçen şirkete böyle bir para aktarımı nedeniyle suça konu senedin verildiğini ispatlayamadıkları, ayrıca sanık ...'in suça konu senedi düzenlerken adı geçen şirket adına tek başına kefil olarak imza atma yetkisi olmadığı halde, tek başına imzalayarak şirketi temsil yetkisini kötüye kullandığının Ankara 6. Ticaret Mahkemesi'nin 2006/511 esas ve 2011/415 karar sayılı kararıyla sabit olduğu, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde sanıkların dolandırıcılık kastıyla hareket ederek katılana ait olup kurulan ortaklık nedeniyle şirkete devri yapılan fabrikanın satışını sağladıkları , bu nedenle sanıkların atılı suçtan mahkumiyetleri yerine yazılı şekilde beratlerine karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ve Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanun'un 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12/01/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.