Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1852 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 22879 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Sulh Ceza MahkemesiSUÇ : Güveni kötüye kullanmaHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hırsızlık suçunda; menkul bir malın, sahibinin rızası dışında alınması, mal üzerinde mağdurun zilyetliğine son verilmesi, mağdurun suç konusu eşya üzerindeki zilyetlikten doğan tasarruf haklarını kullanmasının olanaksız hale gelmesi söz konusudur.Sanığın, eşi ve çocuklarını köye bırakmak üzere katılandan aracını istediği, katılanında kendisinin de gelmesi koşuluyla aracı vereceğini söyleyerek, kendilerinin kulanımında olan... plakalı aracı sanığın idaresine verip, kendisinin de araca binerek sanığın eşi ve çocuklarını alarak birlikte Diyarbakır'dan Hani'ye geldikleri, ilçe merkezinde bir kahvehanede sanık ve katılanın çay içtiği ve sanığın eşi ve çocuklarının araçta beklediği sırada, sanığın sigara alıp geleceğini söyleyerek kendisinin masaya bıraktığı katılana ait aracın anahtarını alıp aracı çalıştırarak ayrılıp bir daha geri getirmediği, 16.07.2008 günü sanığın söz konusu aracı Diyarbakır'da bir galeriye bırakıp satmak isterken görülerek yakalanması karşısında; sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK'nın 141/1 maddesinde öngörülen hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden olayda uygulama yeri bulunmayan yazılı madde gereğince, hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK' nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı kanunun 326/son maddesi gereğince ceza miktarı açısından kazanılmış hakların saklı tutulmasına 03.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.