Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 18032 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 26958 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 15 - 2012/117178MAHKEMESİ : Pozantı Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 08/03/2012NUMARASI : 2010/12 (E) ve 2012/57 (K)Suç : Kamu malına zarar vermeDosya incelenerek gereği düşünüldü;Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir. CMK'nın 185. maddesine göre onsekiz yaşından küçük suça sürüklenen çocuklar hakkındaki duruşmaların kapalı yapılması gerekirken, suça sürüklenen çocuk S.. D..'ın savunmasının alındığı 14/07/2010, tanık ifadelerinin tespit edildiği 01/03/2010, 26/03/2010, 30/11/2010 ve 04/02/2011 tarihli talimat duruşmaları ile 06/05/2010, 04/11/2010 tarihli celselerin açık yapılması, telafisi mümkün olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Suça sürüklenen çoçukların Pozantı Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu olarak bulundukları, tam olarak tespit edilmeyen bir nedenle suça sürüklenen çoçuk S.. D..’ın yatakhane kısmındaki pencerelere sabun atarak kırdığı, suça sürüklenen çoçuk R.. Ç..’ın ise yine bilinmeyen bir sebebten dolayı yatakhane bölümündeki camları temizlikte kullanılan çek-pas ile kırdığı zarar verdiği iddia olunan somut olayda; 1-01/09/1993 ve 10/10/1993 doğumlu olan suça sürüklenen çocukların, yargılama sırasında 18 yaşını doldurdukları halde, hükmün gizli tefhim edilmesi suretiyle CMK'nın 182. maddesine aykırı davranılması,2-5271 sayılı CMK'nın 188/1. maddesi ve fıkrası uyarınca “kanunun zorunlu müdafiliği kabul ettiği hallerde, müdafinin hazır bulunması şarttır” hükmüne aykırı olarak, suça sürüklenen çocuk S.. D..'ın istinabe suretiyle savunmasının alındığı 14.07.2010 tarihli oturumda suça sürüklenen çocuk müdafinin hazır bulundurulmaması,3- Çocuk Koruma Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmeliğinin 20/1-7. maddesi ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 35. maddesi uyarınca; fiil işlendiği sırada 15 yaşını doldurmuş olup da 18 yaşını doldurmamış çocukların işledikleri fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin olup olmadığının takdiri bakımından, sosyal yönden inceleme yaptırılmasının gerekli olduğu, mahkemece sosyal inceleme raporuna gerek görülmediği taktirde ise gerekçesinin kararda gösterilmesinin zorunlu olduğu gözetilmeden eksik kovuşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,4) 5275 sayılı CGİK'nın 106/4. maddesi uyarınca çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezalarının ödenmemesi halinde hapis cezasına çevrilemeyeceği gözetilmeden, ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin ihtar edilmesi,5-5237 sayılı TCK'nın 50/1-b maddesine göre; kısa süreli hapis cezasının, mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi tedbirine çevrilebileceğinin hüküm altına alındığı, aynı kanunun malvarlığına yönelik bazı suçlarda etkin pişmanlığı düzenleyen 168. maddesinde, failin, azmettirenin veya yardım edenin etkin pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme ya da tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde mağdurun rızası aranmaksızın, kısmi geri verme veya tazmin halinde ise mağdurun rıza göstermesi koşuluyla ve etkin pişmanlığın gerçekleştiği yargılama aşamasında dikkate alınarak ceza indirimi öngörüldüğü, öte yandan aynen geri verme veya tazmin tedbiri aynı kanunun 50/1. maddesinde hapis cezasına seçenek yaptırımlar arasında gösterilmiş ise de, yasal bir indirim nedeninin, bundan yararlanmama iradesini ortaya koyan failin cezasını etkisiz kılacak biçimde aynen tazmin tedbirine dönüştürülmesinin mümkün olmadığı, böyle bir uygulamanın mağdurun zararını soruşturma veya kovuşturma aşamalarında gidermeyen faillere yeni bir olanak tanıma olacakken, ////////soruşturma veya kovuşturma aşamalarında zararı ödeyen sanık aleyhine ve adalete aykırı bir sonuç doğuracağı, maddenin düzenleniş amacının da bu şekilde yorumlanamayacağı gözetilmeyerek, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmayan suça sürüklenen çocuklar hakkında verilen hapis cezasının 5237 sayılı TCK'nın 50/1-b maddesi uyarınca mağdurun uğradığı zararın tazmin suretiyle tamamen giderilmesi tedbirine çevrilmesi, 6-Suça sürüklenen çocukların 5271 sayılı CMK'nın 324/1 ve 326/2. maddeleri uyarınca iştirak halinde işlenen suçlarda sebebiyet verdikleri yargılama giderlerinden ayrı ayrı, geriye kalan ortak yargılama giderlerinden de eşit şekilde sorumlu oldukları gözetilmeden, yazılı şekilde yargılama giderlerinin müştereken ve müteselsilen sanıklardan tahsiline karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 04.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.