Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1803 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 8394 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : MahkûmiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Somut olayda; sanığın, katılanın eve giderek emekli sandığından 1.500,00 TL paranın kendisine ödeneceğini, bunun için 150,00 TL vermesi gerektiğini söyleyip katılanı inandırarak 150,00 TL parasını aldığı şeklinde gerçekleşen eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1) Hapis cezasının alt sınırdan tayin edilmesine rağmen, adli para cezasının belirlenmesi sırasında, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeye dayanarak tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle sanığa fazla ceza tayini,2) Sanığın Ankara 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 2004/919-1375 sayılı kararı ile almış olduğu mahkumiyet hükmü 3167 sayılı yasaya muhalefet eyleminden kaynaklanmış olup söz konusu eylem suç olmaktan çıkarılmış olduğu halde belirtilen karara dayanılarak sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanması,Bozmayı gerektirmiş olduğundan hükmün, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından, adli para cezasına ilişkin sırasıyla "30 gün”,'10 gün','8 gün' ve "160 TL" adli para cezası terimlerinin tamamen çıkarılarak yerine, sırasıyla "5 gün",'1 gün','1 gün' ve "20 TL" adli para cezası ibarelerinin eklenmesi ve 5237 sayılı TCK'nın 58. maddesinin uygulanmasına ilişkin bentlerin tamamen çıkartılmak suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 04/02/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.