Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17972 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 2426 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 11 - 2011/79569MAHKEMESİ : Adana 4. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 15/10/2010NUMARASI : 2010/148 (E) ve 2010/355 (K)Suç : Nitelikli dolandırıcılıkDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.TCK'nın 158/1-e bendinde belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak dolandırıcılık suçunun işlenmesi,nitelikli hal kabul edilmiştir. Hangi kurum ve kuruluşların, kamusal nitelik taşıdığı, o kurumun kadro bakımından bağlı olduğu durumu düzenleyen mevzuata göre belirlenir. Bu nitelikli halin oluşması için,eylemin kamu kurum ve kuruluşlarının mal varlığına zarar vermek amacıyla işlenmesi gerekir. Zarar vermek, kamu kurum ve kuruluşlarından hakkı olmayan bir parayı almak yada bir borcu geri vermemek şeklinde olabilir. Bu suçun zarar göreni kamu kurum ve kuruluşunun tüzel kişiliğidir. Kamu kurum ve kuruluşlarının zarar görmesi söz konusu değilse bu suç oluşmayacaktır. Dolandırıcılık suçunun kamu yararına çalışan hayır kurumlarının zararına işlenmesi madde kapsamında değildir. Sanığın, 2008 yılı üretim sezonunda 12.09.2008 tarihli ÇKS kayıt sistemi belgesi ile pamuk ektiğini beyan ettiği Bahçe beldesi 1164 parsel sayılı taşınmazda yapılan 03.07.2009 tarihli incelemede, sanığın söz konusu taşınmazda kendi hissesinin bir kısmına 2008 yılı ürün olarak pamuk ekmediğinin bir kısmına pamuk ektiğinin tespit edildiği, ayrıca Adana İl Tarım Müdürlüğü'nden alınan, söz konusu arazinin bulunduğu mahalli gösterir Aster Uydusunda da 1164 parsel sayılı taşınmazda pamuk ekili olmadığının anlaşıldığı, sanığın bu şekilde, 2008 yılı üretim sezonunda Karataş ilçesi Bahçe Beldesi 1164 sayılı taşınmazın bir kısmına hiç pamuk ekmediği halde, 12.09.2008 tarihli ÇKS kayıt sistemi belgesi ile pamuk ekmiş gibi beyanda bulunmak suretiyle toplam 7.752 TL haksız pamuk destekleme primi aldığının iddia edildiği olayda; sanığın alınan savunmasında söz konusu arazinin kendisine düşen kısmına pamuk ektiğini ancak suyun tuzlu olması nedeniyle pamuk çıkmadığını, sonrasında tarlaya hayvanların girmemesi için tarlayı sürdüğünü, buradan başka 611 parsele de pamuk ektiğini, buradan fazla pamuk elde ettiğini bu fazlalığı da ... parsele eklediğini beyan etmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından, sanığın 2008 yılında pamuk ekimi yapıp yapmadığına dair denetime elverişli Landsat uydu görüntülerine göre hazırlanmış bilirkişi raporu alınması, sanığın pamuk üretimi yaptığı başka bir yerin bulunup bulunmadığının araştırılması, dosyada bulunan Ö. Tek. San. ve Tic. A.Ş.‘ye ait müstahsil makbuzunun sanığın yaptığı hangi satışa ilişkin olarak ve ne zaman verildiğinin araştırılması, ayrıca maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması bakımından mahallinde keşif yapılması, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ile mahkumiyet kararı verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 04.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.